"أراده" - ترجمة من عربي إلى تركي

• istediği
• istedi
• istediğini
• istiyordu
• istemiş
• istiyor
• istiyormuş
• istemişti
• isterdi
• isteği
• istedigi
• istiyorsa
• istemezdi
• istediyse
• nın

Dedemin istediği bir şey varsa o da seni babam dışında biriyle görmektir.
كل ما أراده جدي هو أن يراكِ مع رجل أخر بالإضافة إلى أبي

Yani bütün istediği, bebeği senden başka kimsenin yetiştirmemesiydi değil mi?
أعني، كل ما أراده هو ألَّا يربي الطفل شخصاً آخر، صحيح؟

Gelmiş geçmiş en güzel yeni yıl herkesin istediği buydu.
.. أفضل عيد ميلاد على الإطلاق هذا ما أراده الجميع

Sanırım bir çeşit bağlanma deneyim olsun istedi, ...ama ben kesinlikle bunu hissetmiyorum.
أظن أنه أراده أن يكون بعضًا من الترابط ولكنّني لا أشعر به كليّا

Cengiz Han, Göktanrı'nın tüm dünyayı fethetmesini istediğini düşünüyordu.
آمن جنكيز خان أن تنجيري أراده أن يغزو العالم كله باسمه.

O bilgileri istiyordu ve başka birinin eline geçmesine izin vermezdi.
هو أراده ، ولم يكن ليترك أي أحد آخر غيره يملكه

Tek istediği bana sakso çekmek ve ağzına boşalmamı sağlamaktı.
كل ما أراده هو مص قضيبي وأن أقذف داخل فمه

İşkence edilmiş. Muhtemelen şekil değiştirenin öğrenmek istediği bir şeyi biliyordu.
تعرّضَ لتعذيب، لذا لا بدّ أنّه كان يعرف شيئاً أراده المتحوّل.

Ama yapmak istediği tek şey, bu yer hakkında sorular sormaktı.
لكن كلّ ما أراده أن يسألني بضعة أسئلة حول هذا المكان

Yapmak istediği şey Hollanda'da olabilecek bir hayali şehir oluşturmaktı.
وكان ما أراده هو بناء مدينة خيالية يمكنُ أن تكون في هولندا.

İstediği tek şey, halkının sömürgeden kurtulması, tıpkı 1940'lardaki Mahatma Gandhi gibi.
كل ما أراده هو أن يكون شعبه حرًا من المستعمرة مثل المهاتما غاندي في أربعينيات القرن العشرين.

İnsanların istediği bir şey de bir patlama, karaktere uygulanacak güçlü bir etki ve karakterin buna havada tepki vermesi.
ما أراده الناس من سلوك هو أن يحدث للانفجار ، قوة كبيرة تطبق على الشخص ، و الحصول على ردة فعل الشخص عليها في الجو.

Bakın, Brian'ın tek istediği bize gösterdiği saygıyı görmekti.
انظروا .. كل ما أراده براين منا هو نفس الاحترام الذي يكنه لنا

Hayatı boyunca ne istedi ve ne oldu?
ما الذى أراده طول حياته أو الذى كان يريده؟

Tehdit olarak kullandığı değişiklikleri yapmadan biri onu öldürmek mi istedi?
هل هناك أحدما أراده أن يموت قبل أن يقوم بتنفيذ تهديده بتغير الوصيه

Angelika, babanın istediğini yap ve hemen git.
أنجيليكا، افعلي ما أراده والدك اتركي القرية الآن

Yani hiç bir şansı yoktu. Biri onun ölmesini istiyordu
إذاَ لم تكن له أي فرصة شخص ما أراده ميتاَ

Sadece seninle vakit geçirmek istemiş Tek ihtiyaç duyduğu buydu
أراد أن يقضي الوقت معكِ ليس إلا هذا كل ما أراده

Herbert öyle istiyor ve ben de öyle istiyorum.
لأن هذا ما أراده هربرت و أردته أنا أيضاً

Sanki böyle olmasını istiyormuş gibi.
كان الأمر وكأنه أراده هو أن يكون كذلك.

Babam kırtasiye ürünleri satıyordu. Mezar taşının kalem şeklinde olmasını istemişti.
طالما أن والدي كان بائعاً لمستلزمات المكاتب, فقد أراده على شاكلة قلم رصاص.

- Söylenme Marie, baban bunu isterdi
لا تضخمي الأمور يا ماري هذا بالضبط ما أراده والدك

İki gün ve gece boyunca yürüdü, hayatını riske attı ve ayrıldı. Tek isteği onu görmekti.
سار طيلة يومين وليلتين وخاطر بحياته وخرج، والشيء الوحيد الذي أراده هو رؤيتها.

Ama tek istedigi sadece diger insanlar gibi rahat bir hayat yasamakti.
و لكن كل ما أراده هو أن يعيش حياة مريحة مثل الأخرين.

Babanız orta yaş krizi yaşamak istiyorsa "Pope and Associates" bu konuda ne yapabilir bilmiyorum.
مع احترامي لك، إن كان هذا ما أراده والدك، فأنا لست أعرف ما يمكننا أن نفعله.

Babam bunu istemezdi.
هذا لم يكن ما أراده والدنا

Uysal, itaatkâr bir genç kız olarak, anne babası ne istediyse yaptı.
كانت مطيعة، فعلت كل ما أراده منها والداها.

Ne olursa olsun, Tanrı'nın bana bahşettiği bu evliliği sonuna kadar sürdüreceğim.
مهما حدث, سأعيش وأموت في ذلك االزواج المقدس الذي أراده الله لي