"أنّها" - ترجمة من عربي إلى تركي

• olduğunu
• ki
• o
• onun
• göre
• olduğuna
• olduğu
• da
• gibi
• olduğundan
• söyledi
• de
• olması
• diye
• olmalı

Önce inanmadım. Benden biraz daha para koparmak için bir gösteri olduğunu sandım.
كلا, في البداية لقد ظننت أنّها مجرد طريقة ليكسبوا المزيد من المال منّي

Bir sorun olsa bile bunun senin yüzünden olduğunu düşünmen, çok egoistçe.
حتّى إن كان خطب ما، أعتقد أنّها لأنانية التفكير أنّه يتعلّق بك

- Bayılmak üzere olduğunu söyledi ben de kremi beklediği için kızdığını sandım.
واعتقدتُ أنّها كانت متضايقةً وحسب من انتظارها للكريم إشباع أوكسجين الدم تسعون بالمئة

Düşünüyoruz ki elektrik stimülasyonu felç hastaları için en önemli tedavi sürecidir.
التحفيز الكهربائي للنخاع الشوكي، نعتقد أنّها العلاج الأول من نوعه والفعّال للمشلولين.

o sırada 9. sınıfı tekrar ettiğini göz önüne alırsak.
باعتبار أنّها كانت تدرس في الصف التاسع في تلك الفترة

Kız arkadaşın hakkında onun birini incitemeyeceğini bilecek kadar şey okudum.
قرأتُ معلوماتٍ كافية عن خليلتك لأوقن من أنّها لن تؤذي ذبابةً

İçinde değil, altında. Görünüşe göre bütün Smithsonian'ın altını kapsıyor.
ليس داخلها، بل تحتها، يبدو أنّها أسفل المتحف السميثسوني بالكامل.

Hayır, futbol takımından lezbiyen bir kızla birlikte olduğuna iddiaya girerim.
لا، أراهن أنّها كانت مع احدى الفتيات المنحرفات من فريق الكرة

Sırf daha önce duymuş olman kötü bir tavsiye olduğu anlamına gelmez.
لمجرّد أنّكِ قد سمعتِها من قبل لا يعني أنّها ليست نصيحة جيّدة

Evliliğinizde, onun içler acısı olduğunu biliyordunuz. Kaybedecek hiçbir şeyiniz yoktu.
تعلم أنّها كانت يائسة من الزّواج بك ليس لديك أيّ لتخسره

Bunları dikkat çekmek için uydurmuş olduğunu düşünmediniz mi hiç?
أفكرتِ أبداً أنّها لربّما اختلقت ذلك لتُبعد الإنتباه عن نفسها؟

Tanrım. Çok uzak olduğunu biliyorum ama gelmeniz nasıl 8 saati buldu?
يا إلاهي, أعلم أنّها طريق طويلة, لكن كيف استغرقتِ ثماني ساعات للوصل؟

Karısı onun kayıp olduğunu bildirmiş. - 3 gün önce.
حين حاولت الاتصال به، أخبرتني زوجته أنّها بلّغت عن اختفائه.

Ben sentetik bir kimyasaldan olma temas yanığı olduğunu düşünüyorum.
أفكّر أنّها قد تكون آثار حروق من مركب كيميائي ما.

Doğru. Hem kocası hem de yardımcısı, bu buluşmalardan geldiğinde moralsiz olduğunu söylüyor.
بالضبط، وزوجها ومساعدتها كلاهما يقولان أنّها عندما عادت من هذه المواعيد كانت منزعجة

Açıkça görülüyor ki bir şehir değil. Bir çeşit karakol gibi.
من الواضح أنّها ليست مدينة، بل موقع خارجي من نوع ما

Splenektomi sırasında verilen ilk kandan olmuş olmalı, semptomları ilk o zaman başladı.
؟ لا بدّ أنّها كانت المرة الأولى عند استئصال الطحال وقتها بدأت الأعراض

Ya da buradan öğrenilecek ders, onun dost olunabilecek biri olmadığıdır.
أو ربّما كان الدرس هنا أنّها لم تكن صديقة منذ البداية

Personel sicilinden öğrendiğimize göre bir lokantada yeni işe girmiş.
تظهر سجلاّت التوظيف أنّها رُقّيت مؤخّراً لمنصب نائب كبير الطهاة

Uyuşturucu falan değil bu. Sanırım ne olduğuna dair bir fikrim var.
أظن أنّها ليست مخدّرات على الإطلاق، أظن أنّ لدي فكرة عن هذا.

Senin bilmen gereken de bunu benim için yapmış olduğu.
وما ينبغي أن تعلمه، هو أنّها فعلت ذلك من أجلي.

Harika nerede olduklarını gösteriyor,o da harita doğru diyor öyleyse devam ediyoruz.
الخريطة تدلّنا على مكانهم و هو يقول أنّها صحيحة لذا واصلو السير

Bir ilişkisi olduğundan kuşkulanıyordu ama kimle olduğunu bilmiyordu.
شكّ أنّها على علاقة مع أحدهم, لكنّه لم يعرف مع من

Tabii ki eşleşir. Oraya her hafta gittiğini söyledi zaten.
بالطبع ستتطابق، لقد قالت مسبقا أنّها كانت هناك كلّ أسبوع.

Fakat de Beauvoir için dünya yaşamı durağanlık yerine büyüleyici ve bedensel idi.
لكن بعيون دي بوفوار، فالحياة الدنيا آسرة، حِسّيّة، وأيّ شيء عدا أنّها ساكنة.

Çünkü böyle olması, beni görmeyi kabul etmenin tek yolu.
لأنني أدركتُ أنّها كانت الطريقة الوحيدة التي ستجعلكَ تراني بها

Şüphesiz ki yenilgimizin içinde boğulalım diye bize biraz zaman tanıyor.
لا شك أنّها تودّ أن تستغرق بعض الوقت للشماتة في هزمنا.

Üçüncü evlilik yıldönümleri olmalı. Deriden hediyeler bunu işaret ederler.
لابدّ أنّها كانت الذكرى السنوية الثالثة الجلود تعطى للإحتفال به