ويكيبيديا

    "بأنفسهم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kendileri
        
    • kendi
        
    • kendilerini
        
    • kendini
        
    • bizzat
        
    • çaresine
        
    • kendine
        
    • kendisi
        
    • kendilerinden
        
    • onlar
        
    • onların
        
    • kendilerinin
        
    Çöpleri karıştırır, bilgisayarlara girer... kendileri yazmak dışında her şeyi yaparlar. Open Subtitles هم يبحثون في النفايات، ويخترقون الحواسيب كل شيئ بإستثاء كتابته بأنفسهم.
    İnsanlar ne olursa olsun cennete gideceklerine inanırlarsa kendileri üzerindeki kontrolü kaybedeceklerdir. Open Subtitles لو آمن الناس بأنهم سيذهبون إلى الجنه مهما فعلوا سيفقدون التحكم بأنفسهم
    Stalin sözünü tuttu. Yunan komünistleri kendi kaderlerine terk etti. Open Subtitles ولكن وفى ستالين بوعده، وترك الشيوعيين اليونانيين يلاقون مصيرهم بأنفسهم
    Bugünlerde çocuklar kendi tercihlerini yapıyorlar... hiç birşey değişmedi, Nandini. Open Subtitles لكن أطفالِ اليوم يقومون بإختياراتهم بأنفسهم. لا شيء تَغيّرَ نادني
    Nasıl kendilerini kazanamayacakları bir dava uğruna böyle ön saflara atıyorlar. Open Subtitles كيف يخاطرون بأنفسهم هناك من أجل هدف لا يمكنهم الحصول عليه
    Sadece kendilerini önemseyen Şeytan kan emicilerdir kendilerine ait bir dünya görüşleri vardır. Open Subtitles إنهم مصاصي الدماء الأشرار الذين يهتمون بأنفسهم فقط من خلال رؤيتهم الضيقة للعالم
    Eğer insanlar burada benimle konuştuğunu bilselerdi, seni kendileri öldürürdü. Open Subtitles لو عرف البشر انك هنا تتحدث الىّ لقتلوك هم بأنفسهم
    Hatta bazılarını kendileri nasıl yetiştireceklerini bile biliyorlar. TED وفي الواقع يعلمان كيفية زراعته بأنفسهم.
    Hastalar bandajlamayı kendileri öğrenirler sonra günlük hayatlarının tüm aktivitelerine katlanırlar. TED يتعلم المرضى القيام بذلك بأنفسهم ثم يمكن للمرضى القيام بكل نشاطات حياتهم اليومية.
    Bugün çiftçiler bu örnekleri kendileri alabiliyorlar. TED بإمكان المزارعين اليوم أخذ العينات بأنفسهم.
    Mağazaya büyük sevkiyatlar gönderebilirsiniz ve insanlar oraya giderler, alırlar ve evlerine kendileri götürürler. TED يمكنك إرسال شحنات كبيرة إلى المحل، والناس سوف تذهب الى هناك، وتستلم السلعة وتأخذها إلى المنزل بأنفسهم.
    kendi yuvalarını yapmakla uğraşmayıp hazırda olan birini ele geçirmeye çalışırlar. Open Subtitles إنهم لا يتعبون أنفسهم بصناعة بيوتهم بأنفسهم ولكنهم يحاولون الأستيلاء عليها.
    Ve neden içe dönüklere bazen kendi başlarına olmak istedikleri için kendilerini suçlu hissettiriyoruz? TED لماذا نجعل الانطوائيين يشعرون بالذنب هكذا فيما يخص اختلاءهم بأنفسهم بعض الوقت؟
    çünkü bunları iyleştirirseniz, insanlar kendi kendilerine AIDS'ten sakınmaya başlarlar. TED لأنه إذا قمتم بتحسين هذه الأمور فإنه سيكون لدى الناس حافز لتجنب الإيدز بأنفسهم
    ayrıca kendi hatalarını da deneyimlediler; orada hataya dayalı öğrenme yaklaşımı söz konusuydu. TED و أيضاً يجربون فشلهم بأنفسهم وكان هناك جانب من تعلم الفشل، فهو مهم جداً.
    Ama sonra Dokuz Lord'un Dünya'yı yaratmak için kendilerini feda ettiğini söyledi. Open Subtitles ولكن من بعدها قالوا بأن الآلهة التسعة قاموا بالتضحية بأنفسهم لخلق الأرض
    Rahiplerin kendilerini çok önemli sandığını düşünse de TED حيَّت إسيسي بأدب، ولكنّها تعتقد أن الكهنة مشغولون بأنفسهم.
    İnsanlar sorguluyorlar, insanlar kendilerini idare ediyorlar, kendi işlerini yönetmeyi öğreniyorlar, geleceklerini kendi ellerine alıyorlar. TED يطلب الناس العلم وينظمون أنفسهَم بأنفُسهم. ويتعلمون إدارة حياتهم بأنفسهم. فهم يمتلكون مستقبلهم بين أيديهم.
    Sonra da kendini feda eden 12 havari ebedi selamete varmış. Open Subtitles ومن ثم أولئك الإثني عشر الذين ضحوا بأنفسهم. سيمنحون الخلاص الأبدي.
    Parayı bizzat çalmaları gerekir ki, bunun imkansız olduğunu anlattım. Open Subtitles عليهم أن يسرقوا المال بأنفسهم الأمر الذى أكدت لك استحالته
    kendi başlarının çaresine bakabilmeliler. Open Subtitles يجدر بهم أن يكونوا قادرين على الاهتمام بأنفسهم
    Avcı Sınavı demek kendine güvenen insanların hayallerini yıkmak demek. Open Subtitles حيث مُتعة سحق أحلام الشباب الواثقين بأنفسهم في إختبارات الصيد.
    Bazen bir insanın hislerini kendisi bilmeden önce bilebiliyorum. Open Subtitles فى بعض الأحيان أعرف أن الرجل لديه أحاسيس. قبل أن يعرفوها بأنفسهم.
    Öyle sanıyorum ki gördüklerinden ziyade kendilerinden hoşnutlar. Open Subtitles من الأفضل أن يعجبوا بأنفسهم بدلا مما يرونه على ما أعتقد
    İngiltere'nin beyefendileri... kendilerini lanetlenmiş hissedecekler... çünkü burada değillerdi... bizimle savaşanlar konuşurken... onlar çenelerini kapayacaklar... Open Subtitles إنه يوم لطيف للشرطه عظماء إنجلترا يرقدوا بفراشهم الآن يفكّروا بأنفسهم الكريه
    Burada onların yapamayıp da senin yapabileceğin bir şey yok. Open Subtitles لا يوجدُ هنا ما تستطيعه و يعجزون عن فعله بأنفسهم
    İnsanları çekecek ve kendilerinin de öngörülü hayırseverler olmalarını sağlayacak daha fazla yola ihtiyacımız var. TED إننا بحاجة لطرق أخرى لجعل الناس ينخرطون ويصبحون فاعلي خير بأنفسهم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد