ويكيبيديا

    "عصير" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • suyu
        
    • suyuna
        
    • suyundan
        
    • içecek
        
    • şarabı
        
    • kokteyli
        
    • şurubu
        
    • suyuyla
        
    • limonata
        
    • Juice
        
    • püresi
        
    • içeceği
        
    • suyunun
        
    • smoothie
        
    • suyumuz
        
    Tadı, kaloriferin altında ekşimiş portakal suyu gibi olmadığı sürece sorun yok. Open Subtitles سأرضى بأي شيء لا يكون مذاقه مثل عصير البرتقال المخمّر تحت اشعاع.
    Bir fıçı buğday çimi suyu, üç kilo soya peyniri, biraz çinko peltesi ve 600 dolarlık bir çift güneş gözlüğü. Open Subtitles جالون من عصير الشوفان ، و خمسة أرطال من حشوة التوفو ، و هلام الزنك و نظارتان شمسيتان بثمن ستمائة دولار
    Parçacık olmasın. Parçacık, meyve suyu değildir. Hepsi, meyve suyu olsun. Open Subtitles أكره اللب , اللب ليس عصير اريد عصير فقط حسنا ؟
    Her neyse, ikiniz için taze portakal suyu, o nerede? Open Subtitles على أية حال، عصير برتقال لكما انتما الاثنان اين هو؟
    Domates suyu, çiğ yumurta ve biraz domuz pastırması yağı. Open Subtitles انه عصير الطماطم و بيض نيء و القليل من الشحوم
    Bir bira bir de... Meyve suyu içmeyeceksin, değil mi? Open Subtitles بيرة رجاءً روي, ومااستطيع تقديمه لك ليس عصير التوت البري
    Önce erik suyu sonra ölüm mü, böyle mi oluyor? Open Subtitles إذن, كان عصير خوخ, ثم الموت؟ هل هذا هو الرهان؟
    Günaydın, efendim. Servise neyle başlamamı istersiniz? Portakal suyu, kahve? Open Subtitles صباح الخير يا سيدى ماذا اقدم لك,عصير البرتقال او القهوه؟
    Portakal suyu, yulaf ezmesi, pastırmalı yumurta, bir tarafı kızaracak, ama çok değil. Open Subtitles عصير برتقال وشوفان ولحم مقدد وبيض مقلي من جهه واحده ولكن ليس كثيراً
    Portakal suyu, yulaf ezmesi, pastırmalı yumurta, bir tarafı kızaracak, ama çok değil. Open Subtitles عصير برتقال وشوفان ولحم مقدد وبيض مقلي من جهه واحده ولكن ليس كثيراً
    Bir şişe kızılcık suyu için mi itiraf ettim? ! Open Subtitles أنا اعترفت من أجل زجاجة من عصير التوت البري ؟
    Bir şey ister misin? Meyve suyu, çay veya süt falan? Open Subtitles هل آتي لكِ بأي شيء عصير أو حليب أو بعض الشاي؟
    Komik bir şapka giyip üzüm suyu gorilleri satmak için mi? Open Subtitles لاجل ان تقف بقبعة مضحكة و تبيع الغوريلا و عصير العنب
    Bizde öyle. Sadece içiyormuş gibi davranıyoruz. Elma suyu bu. Open Subtitles وكذلك نحن، إنها للمظاهر فحسب يا رجل، هذا عصير تفاح
    Şeker içerdiğinden dolayı portakal suyu içmesine bile izin vermiyor. Open Subtitles إنها لا تدعه حتى يشرب عصير البرتقال, بسبب محتوى السكريات
    Yaklaşık 400 mililitre elma suyu koyacağım, evet bu benim için uygun. Open Subtitles سوف اضع ما يقارب 400 مل من عصير التفاح, هذا سيكفي لي
    Evet, ama yemekten daha önemli... Aslında portakal suyuna bir şeyler ekledim. Open Subtitles أجل ، لكن الأهم من الطعام فقد أضفت شيء إلى عصير البرتقال
    Dün gece portakal suyundan buz yaptık. Bu yüzden karışma. Open Subtitles صنعنا ليلة أمس مكعبات ثلج من عصير البرتقال، فلا تتدخّلي
    Jeffy, içecek bir şeyler ya da cips ister miydin? Open Subtitles جيفى هل تريد أن تتناول عصير أو شيئا ما ؟
    Hepsinin geçmişte yaşayıp, elma şarabı içerek tereyağından bahsettiklerini sanırdım. Open Subtitles توقعت أنهم سيكونون جميعاً في الخارج بالخلف يشربون عصير التفاح و يتناقشون عن الزبدة
    Al. Sana harika bir yemek getirdim. Domates suyu kokteyli. Open Subtitles لقد أحضرت لك عشاءاً لذيذاً كوكتيل عصير الطماطم
    Domates konsantresi, damıtılmış sirke, yüksek fruktozlu mısır şurubu. Open Subtitles عصير طماطم نضعه على هذا بالإضافة للقمح والعصير
    Tamam şöyle diyelim, yargıç parkta meyve suyuyla oturuyor, ve, ve birisi tıpkısının aynısı ama zehir dolu bir bardakla yanına geliyor... Open Subtitles حسناً، فلنقل إن القاضي كان جالساً في الحديقة مع عصير البرتقال الخاص به، ثم أتى شخص ما حاملاً كأساً شبيهاً مليئاً بالسمّ
    Bu nedenle bekleme salonundaki oyun masasıyla başladık - tamamen limonata standı stili. TED لذلك ابتدأنا بوضع طاولة للبطاقات في غرقة الانتظار للعيادة كطاولة بيع عصير الليمون
    Bunu Jamba Juice'a uğradıktan sonra yapamaz mıyız? Open Subtitles الا نستطيع فعل هذا و نحن نشرب عصير جامبا ؟
    Evet. Yeni ürünümüz. Hiç bir barda bu kadar elma püresi yoktur. Open Subtitles نعم ، هذا معروضنا الجديد الذي يحتوي على أعلى نسبة عصير تفاح
    Kendime protein içeceği yapıyordum. Sen de ister misin? Open Subtitles كنت فقط اصنع لنفسي عصير بالبروتينِ, هل تُريدُ واحد ؟
    Bir daha köpüklü elma suyunun kokusunu bile duymak istemiyorum. Open Subtitles لا أرغب حتى باشتمام رائحة عصير التفاح الفوار مرة أخرى
    Anne, muz smoothie istemiştim ve sen bataklık canavarı yaratıyorsun. Open Subtitles , أنا طلبت عصير الموز يا أمي و ليس مخلوق المستنقع
    Elma suyumuz yok efendim. Open Subtitles أريد عصير التفاح ليس لدينا عصير التفاح سيدي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد