"معرفة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• biliyor
• bilmem
• bulmaya
• merak
• bilmen
• görmek
• biliyorsun
• öğrenmem
• duymak
• tanımak
• bilmeden
• bilmeye
• çözmeye
• bilmeyi
• Öğrendiğim

Bunu Cameron'ın mı yoksa Sadler'ın mı sabote ettiğini biliyor olamazsın, değil mi?
ليس عليك معرفة ذلك الا اذا كاميرون او سيدلر له دخل في ذلك

Ve onun hakkında bilmem gereken herşeyi önceden bilmek istiyorum.
وحينها أيضا سأرغب في معرفة كل شيء تجب معرفته عنه

Ne zaman iş seyahatine çıkacak olsam, içme suyumun nereden geldiğini bulmaya çalışırım, dışkımla idrarımın nereye gittiğini de.
عندما يحصلُ وأسافرُ من أجل العمل، أحاولُ معرفة من أين يأتي ماء الشرب الخاص بي، وأين يذهبُ برازي وبولي.

Ya artık saati merak etmiyorum ya da para lazım. Size ne?
إما أنني لا أريد معرفة الوقت أو أنني أريد المال, ماذا يهمك؟

bilmen gereken her şey söyler. Tek yapman gereken, dili öğrenmek.
سوف يخبرك كل شيء تريد معرفته كل ماعليك هو معرفة اللغة

Kıyıda insan görebiliyordunuz fakat ne yaptıklarını görmek mümkün değildi.
تستطيع رؤية ناس على اليابسة لكن بعيدون ولايمكنك معرفة مايفعلونه

Rahat konuşulacak bir tip değilsin. Bunu sen de biliyorsun.
انت لست بالشخص السهل الحديث معه يجب عليك معرفة ذالك

Jumper Bir'le bağlantı kurabilmek için ne üzerinde çalıştığınızı öğrenmem gerekiyor.
أريد معرفة ما تعمل به حتى يمكننى التواصل مع المركبة الأولى

Bence oğlunuz duymak istediklerinizi bilme konusunda kendini çok geliştirmiş.
أظن أن ابنكما تحسن كثيراً في معرفة ما تريدان سماعه

Onları bir çift olarak tanımak gerçek aşka tanıklık etmektir.
لمعرفة لهم كزوجين هو معرفة أنك حقا في وجود الحب.

Şirketin baş hukuk müşavirinin, nedenini bilmeden bir şeyler alması normal mi?
هل من المعتاد أن تشتري المستشارة الرئيسية أشياء من دون معرفة السبب؟

Ama mezun olamamış bir kimya öğrencisinden çok daha fazla şey biliyor gibisin.
لكن يبدو أن لديك المعرفة بالكيمياء التي تتجاوز بكثير معرفة طالب غير متخرج

Habersiz bir şekilde mineral almanın ne kadar kolay olduğunu biliyor musun?
هل تعرف مدى سهولة إستهلاك المعادن , وعدم معرفة ذلك حتى ؟

Prue, çok şey değil ama bir şeyi bilmem gerek.
برو، أنا لا أرغب بالكثير، لكنني أريد معرفة شيء واحد

Kesinlikle. Sadece oraya gitmeden evvel kimden nefret ettiğimizi bilmem gerekiyor.
اردت فقط معرفة من الذي ينبغي علي أن أكرهه قبل وصولنا

Şu andan sonra görevin bu kumun nereden geldiğini bulmaya yardım etmek.
ومن الآن فصاعدا، فإن واجبك سيكون معرفة من أين يأتي بهذه الرمال.

Sadece kulağından duman çıktı mı merak ediyorum, bu çok mu yanlış?
.فقط أريد معرفة إذا خرج دخان من أذنه هل هذا شيء خاطيء؟

Sana bunu asla söylemeyecekler, ama bunu bilmen gerektiğini düşünüyorum.
لن يخبروكِ أبدًا، لكنّي أشعر أنّه يتحتم عليك معرفة ذلك.

Fakat evden ayrılmamın bu kadar ısrarla istenmesini görmek çok zor!
لكنه من الصعب معرفة أن غيابي عن المنزل مرغوب به بجدية

Güzel kızların ne istediğini nereden biliyorsun?
كيف بإمكانك معرفة ما تريده الفتاة الجميلة؟

Başka neler bildiğini ve bir sonraki hamlesini öğrenmem gerek.
عليّ معرفة ما تملكه غير هذا، وما تكون خطوتها المقبلة

Ralph Langler: Tamam, bunu gerçekten duymak istiyor musun?
رالف لانجير : حسناً .. هل تريد حقاً معرفة وجهة نظري ؟

Sınıfta yaptığım konuşma için bir nedenim var. Gerçekten kimseyi tanımak istemiyorum.
خطبتي في الفصل كانت لحكمة، إنّي حقًّا لا أريد معرفة أحد هنا.

Bütün olsun istediler, parçalanmış, yarı kalpli, yarı ruhlu da olsalar, gerçek kimliğine dair hiçbir şey bilmeden.
أرادوها كاملة. رغم كونهم ناقصين، فاتري الأحاسيس، بأنصاف أرواح، بلا أدنى اعتبار أو معرفة بماهيتها.

Bu hafıza ayrıca neresi dost neresi düşman bölgesi bilmeye ek, üreme bölgeleri ve doğum alanlarını da kapsar.
وتمتد هذه الذاكرة أيضًا لتشمل مواقع التزاوج ومناطق الولادة، إضافة إلى معرفة من هم الأصدقاء ومن الأعداء من الجيران.

Şimdi sıra hangisinin sürtük, hangisinin tek lokma olduğunu çözmeye geldi.
كلّ ما علينا فعله الآن هو معرفة أيّهم الأحمق وأيّهم القصير

Ama daha fazlasını bilmeliyim. Daha fazlasını bilmeyi hak ediyorum.
لكنني أريد أن أعرف المزيد أقصد، أنا أستحق معرفة المزيد

Hümanizmden Öğrendiğim en iyi dersleri felsefe kitapları okumaktan ya da hümanist bildirileri ve beyanları incelemekten öğrenmediğimi bilmek ilginizi çekebilir.
ربما يهمكم معرفة أن أفضل دروس الإنسانية التي تعلمتها لم تكن من قراءة الكتب الفلسفية أو من تأمل التصريحات والبيانات الإنسانية.