ويكيبيديا

    "kadınların" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • النساء
        
    • المرأة
        
    • للنساء
        
    • نساء
        
    • السيدات
        
    • النسوة
        
    • امرأة
        
    • للمرأة
        
    • الفتيات
        
    • المرأه
        
    • النِساءِ
        
    • بالنساء
        
    • النِساء
        
    • النّساء
        
    • النسائية
        
    Bu sebeple, kendimize şu soruyu sormalıyız: Neden kadınların sağlığını şansa bırakalım? TED لذا يجب علينا أن نسأل أنفسنا: لماذا نترك صحة النساء لمحض صدفة؟
    Bugün, sigara içmeyen kadınların, sigara içmeyen erkeklere kıyasla üç kat daha fazla akciğer kanserine yakalanma riski taşıdığını biliyoruz. TED وما نعرفه اليوم هو أن النساء غير المدخنات أكثر عرضة بثلاث مرات للإصابة بمرض سرطان الرئة من الرجال الغير مدخنين.
    Çünkü erkeklerin kadınların işe alınmasını desteklemeleriyle, gerçekte kaç kadının profesyonel iş sahalarında işe alınmasının bir bağlantısı olduğunu keşfettik. TED لأننا اكتشفنا رابطا بين دعم الرجال لعمل المرأة وكم تُشغّل في الحقيقة من إمرأة في المجالات المهنية في تلك الدولة.
    kadınların sağlığı tıpkı eşit ücret politikası kadar önemli bir eşit hak konusudur. TED صحة المرأة هي مسألة متعلقة بالمساوة في الحقوق وبنفس أهمية المساواة في الأجر.
    Özgüvenlerini derinliklerinde saklayan ve gösterirken rahatsız hisseden tüm kadınların sesi olmak. TED للنساء اللاتي ينزعجن من فكرة إظهار الثقة مما جعلهن ينغلقن على أنفسهنّ.
    kadınların temsilinin yükseliş talebi benim gibi Afrika-Latin kökenlileri otomatik olarak kapsamaz TED المطالبات بزيادة تمثيل النساء لم تشتمل تلقائيًّا على نساء لاتينياتٍ أفريقيات مثلي.
    Bugün taşınma günü ve kadınların, komutanları, kölelerin ve hayvanların yaz için Volga nehrine doğru hareket etmesi gerekiyor. TED اليوم هو يوم الانتقال، وسيتوجب عليها توجيه حشودها من السيدات والقادة والعبيد والحيوانات باتجاه نهر فولغا من أجل الصيف.
    Ancak bu sefer, kadınların yanında, onların başarılı olmasını isteyen erkekler vardı. TED وفي هذه الحالة، بجانب هؤلاء النسوة ساندهم رجال أرادوا أن يشهدوا نجاحهم.
    Vahşi kadınların karınlarında kasırgalar vardır, bir ders selini salıverirler. TED النساء الجامحات تحملن أعاصير في أحشائهن، مُحَرِّرات وابلًا من العِبر.
    Fakat pek çok kez kadınların gereken her şeye sahip olduğunu gördüm. TED و لكني رأيت في حالات عديدة أن النساء يملكن كل ما يحتاجن.
    Böylece ben, eğitimsel amaçlarını gerçekleştirmek için büyük finansal sıkıntılarla karşı karşıya kalan siyahi kadınların yüzde 60'ından birisi oldum. TED وهكذا، كنت جزء من 60 بالمئة من النساء ذات البشرة الملونة اللاتي يجدن أن الأمور المالية عائق رئيسي لأهدافهم التعليمية.
    Bu kadınların isimleri zihnimizden geçip gitti çünkü onları görebilmemiz için, hatırlamamız için ve unutmamamız için hiçbir çerçeve yok. TED أسماء هؤلاء النساء تسللت من خلال وعينا لأنه لا يوجد أُطر تُمكننا من رؤيتها، ولا حتى لنتذكرها، ولا للاحتفاظ بها.
    İlk defa, yerel toplum imamlarının yaptığı Cuma vaazlarında kadınların hakları anlatıldı. TED و لأول مرة دعا خطباء الجُمع في المجتمع المحلي لتعزيز حقوق المرأة.
    Her günkü kadınların hikayeleri Küresel ve ulusal hikayelerimizdeki bilerek ihmal edilen hikayeler. TED قصص المرأة اليومية التي قد حُذِفَت قصصها عن قصد من تاريخنا الوطني والعالمي.
    Biz de bu sırada cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi hakkında TED وفي هذه الأثناء، نواصل الحديث عن المساواة بين الجنسين وتمكين المرأة.
    Evet, çünkü kadınların sende çekici buldukları şeylerin %50'sini bu oluşturuyor. Open Subtitles اجل , لأن هذا يمثل خمسون بالمئة مما يجعلك جذاباً للنساء
    Ya da kadınların çöp olduğunu ve hak ettikleri yerde olduklarını düşünüyor. Open Subtitles أو أنه ينظر للنساء على أنهن مجرّد حثالة وأنه يضعهن حيث ينتمون
    Anneannem gibi kadınların Türkiye'de yaptıkları bir başka şey de aynaları kadifelerle örtmek veya ters çevirerek duvara asmaktır. TED أمر آخر تفعله نساء كجدتي في تركيا هو تغطية المرايا بقماش من القطيفة, أو تعليقها على الجدران وهي مقلوبة.
    Benim için çok geç olabilir, ama tüm kadınların bir şeyi hatırlamasını istiyorum. Open Subtitles حتى و لو كان ذلك متأخرا جدا فأنا أريد كل السيدات أن يتذكرن
    Kaçırılan kadınların göz yaşlarında özel bir kimyasal madde bulunuyor. Open Subtitles قطرات الدموع لتلك النسوة بها نوع خاص من المواد الكيماوية
    Bu, sen ve dünyadaki diğer kadınların içini kemiren bir duygu. Open Subtitles انها الشكوى التى تصدر منك و تقريبا كل امرأة فى العالم
    Senin bu mutlu kaçamaklar dediğin Sadece erkeklerin değil toplumumuzdaki kadınların da hakkı. Open Subtitles هذا الضرب السعيد كما تسمَيه لم يعد إمتيازاً ذكوريَاً لكنَه حق للمرأة أيضاً
    kadınların elleri alışveriş çantasıyla dolu olur. Silaha gerek bile yoktur. Open Subtitles أيادي الفتيات دائماً مملوءة بحقائب التسوق أنتِ لا تحتاجين حتى سلاح
    İğrenç, doğum sancısı çeken kadınların bazen altına kaçırdıklarını biliyor muydun? Open Subtitles مقزز .. هل تعرفين ان المرأه في العمل أحيانا تتغوط ؟
    Çarpık bacaklı kadınların yüzüşüne. Open Subtitles هنا للسباحة' مع النِساءِ ذات الأرجلِ المقوسة.
    Yeni boşanmıştı, değil mi? Yani kadınların yanında gergin? ! Open Subtitles لقد طلق لتوه من المحتمل انه عصبي ما يختص بالنساء
    Doğulu kadınların bakışlarında etkileyici bir şeyler vardır. Open Subtitles النِساء الشرقيات عِنْدَهُنّ مثل هذه النظرة الغامضة عنهم
    Sanatın iyi olduğu birşey varsa... o da, kadınların kalplerinde ki buzları erittiğidir. Open Subtitles ،إذا كن للفنّ شيء واحد يفعله هو إذابة الجليد المتحجّر في قلوب النّساء
    Beni, küçük ekonomili kadınların bankasını kurmam için zorluyorlar. TED يدفعنني لإنشاء أول بنك لتمويل المشاريع النسائية الصغيرة في العالم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد