Sanırım bu tek taraflı bir gezi sunuyor. | Open Subtitles | أظنّ أنّ ذلك يجعل من الأمر رحلة أحادية الإتجاه. |
Sanırım bu da, oyunu bir meydan okuma yapan şey. | Open Subtitles | "أظنّ أنّ ذلك جزء ممّا يجعل اللعبة تشكّل تحدّياً" |
Sanırım bu daha fazla iğnelemeydi. | Open Subtitles | أظنّ أنّ ذلك كان مزيداً من السخرية. |
Kesinti dünya çağına yayıldığında bunun kazara olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | عندما انتشر انقطاع الطاقة في أنحاء العالم، لا أظنّ أنّ ذلك كان حادثاً، |
Bu yüzden olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنّ أنّ ذلك ما سبّب المرض. |
Çöpe izinsiz giriyoruz. Bunun kanun dışı olduğunu sanmıyorum bile. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} إنّنا نقتحم قمامةً، لا أظنّ أنّ ذلك غير قانونيّ. |
- Sanırım bu da seni Şirin Baba yapıyor, değil mi? | Open Subtitles | أظنّ أنّ ذلك يجعلك بابا سنفور"، صحيح؟ |
Sanırım bu olmayacak. | Open Subtitles | لا أظنّ أنّ ذلك سيحدث. |
Gerekli olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنّ أنّ ذلك ضروري |
Yaptığın şeyin yanlış olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنّ أنّ ذلك خطأ ما تفعله |
- Bunun adil olduğunu sanmıyorum. Sence? | Open Subtitles | -لا أظنّ أنّ ذلك منصف |