Boş şişeler komşunun çöpüne atıldı kırık resim çerçevesi yapıştırıldı koltuktaki lekeler çıkartıldı. | Open Subtitles | تخلّصت من الزجاجات الفارغة في صناديق الجيران قمت بلصق إطار الصورة المكسور ونظفت كل البقع من على الأريكة |
Eğer mağazaya boş bir resim çerçevesi assak tüm hanımlar kendilerinin içini dolduracağını hayal eder. | Open Subtitles | والمفترض أننا نعلق إطار الصورة الفارغة في المتجر بحيث أن كل سيدة قد تتخيل نفسها في تلك الصورة |
Siz, eve beş para etmez bir hediye götürdüğünüzde mesela şu resim çerçevesi gibi hayatınız cehenneme dönüşecektir. | Open Subtitles | أحضر لها هدية تافهة للمنزل مثل... إطار الصورة هذا |
Eric, resim çerçevesini indir. | Open Subtitles | (إريك)، ارمِ عليهم إطار الصورة |
Balina, o resim çerçevesini çevir. | Open Subtitles | (ويل)، أدر إطار الصورة ذلك. |
Üzerinde kan lekesi ve yarım parmak izi olan çerçeve parçası buldum. | Open Subtitles | حصلت على إطار الصورة كسر هنا مع أثر الدم إيجابية والطباعة جزئية. |
Çerçevedeki parmak izinin çıktısını aldım, ama AFIS'de bir eşleşme bulamadım. | Open Subtitles | حتى يطبع أنا رفعت من كسر إطار الصورة في شقة بولوك وحصل لي أي شيء حتى الآن في المؤسسات المالية البديلة. |
Beyaz resim çerçevesi. | Open Subtitles | إطار الصورة البيضاء. |
resim çerçevesi yaptım... | Open Subtitles | أنا جعلت هذا إطار الصورة . |
..resim çerçevesi. | Open Subtitles | إطار الصورة |
Ayni çerçeve gibi. | Open Subtitles | الأمر يشبه إطار الصورة |
Çerçevedeki merhem örneği ile kurbanın malum yerinden alınanlar örtüşüyor. | Open Subtitles | ومرهم نفسه هو نفس العينات اتخذنا من إطار الصورة المكسورة وفيك... |