dış uzaydan dünyamıza baktığımızda, sadece kendimizin değil hayatın nekadar değerli olduğunu anlayacağız fakat Gerçek şu ki dünyevi uygarlaşma faydalı olacak. | Open Subtitles | عندما ننظر من الفضاء على كوكب الأرض إلا أننا سندرك كيف أن الحياة ثمينة ولكن الحقيقة أننا ننتمي إلى حضارة كوكبية بحق |
Gerçek şu ki bir obezite salgınının tam ortasındayız ve bu, bizim ülkemizle sınırlı değil, | TED | الحقيقة أننا في خضم وباء السمنة، ولا يقتصر هذا على بلادنا. |
Salgını tersine çevirmekteki olağanüstü ilerlemelerimize rağmen, Gerçek şu ki bir faciaya sadece birkaç virüs mutasyonu uzaktayız. | TED | على الرغم من التطور اللافت الذي حققناه في إبطال آثار الوباء، إلا أن الحقيقة أننا على بعد بضعة طفرات فيروسية من كارثة. |
Gerçek şu ki, üzerinde yaşam olan bir gezegen bulmalıydık yoksa halkımız ölecekti. | Open Subtitles | الحقيقة أننا كان علينا أيجاد كوكبِ لنسكنه أو شعبنا سيموت |
İşin aslı ne kadar kötü olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | الحقيقة أننا لا نعرف مدى خطورة هذا، حسنا؟ |
Gerçek şu ki, senin acı çekmeni istemiyoruz. | Open Subtitles | الحقيقة أننا لم نرد أن نـُحزنك |
Gerçek şu ki birbirimizi o kadar iyi tanımıyoruz. | Open Subtitles | الحقيقة أننا لا نعرف بعضنا جيداً |
Bakın, Gerçek şu ki... bizim aslında hiç paramız yok. | Open Subtitles | الحقيقة أننا لا نملك آي مال اطلاقاً |
Ve Gerçek şu ki biz bu ödülü hak etmiyoruz ve ben bu alkışları hak etmiyorum. | Open Subtitles | ... و الحقيقة أننا لا نستحق هذه المنحة و أن لا أستحق تصفيقكم ... |
Gerçek şu ki, hepimiz her şeyi yapabilme yetisine sahibiz. | Open Subtitles | الحقيقة أننا غير قادرين على اى شئ |
Gerçek şu ki, hepimiz her şeyi yapabilme yetisine sahibiz. | Open Subtitles | الحقيقة أننا غير قادرين على اى شئ |
Tamam, Gerçek şu ki; sıkıldık. | Open Subtitles | حسنـاً ، الحقيقة أننا كُنّا نشعر بالملل |
Gerçek şu ki, hiçbirimizin yüreği buna dayanmıyor. | Open Subtitles | الحقيقة أننا لسنا قادرين على ذلك. |
Bu bir sürü tabut yaptığımız anlamına gelmiyor, Gerçek şu ki biz büyüklerini inşa ederiz. | Open Subtitles | إنه ليس كثيراً ما نصنع هذه التوابيت , الحقيقة أننا نحن نبيها حقاً . |
- Gerçek şu ki, bir bok bilmiyoruz. | Open Subtitles | -وأين ستكون؟ -في الحقيقة أننا لانعلم شيئاً |
Gerçek şu ki sürekli tartışırdık. Orduya çağrıldığında sevinmiştim. | Open Subtitles | الحقيقة أننا كنا نتجادل أغلب الأوقات لقد كنت سعيدة عندما تم إستدعائه ، |
Gerçek şu ki, biz de kızının güvenliği için endişe ettik. | Open Subtitles | الحقيقة أننا قلقنا على سلامتها |
Bizler çok küçük şeylerden meydana geldik ve büyük bir evrenin içine yerleştirildik. Gerçek şu ki, bizler bu iki ölçekteki gerçekliği de anlayamıyoruz; çünkü beyinlerimiz henüz dünyayı bu ölçekte anlayacak kadar gelişmedi. | TED | نحن مخلوقون من أشياء صغيرة جدًا، وكذلك نحن جزء لا يتجزأ من هذا الكون الواسع، الحقيقة أننا لسنا جيدون في فهمنا للواقع فى كلتا هاتين الحالتين، وذلك لأن عقولنا لم تتطور بشكل كافٍ لتفهم العالم عند هذا المستوى. |
— Evet, Gerçek şu ki sadece kıskandık. | Open Subtitles | -أجل، الحقيقة أننا نشعر بالغيرة |
(Gülüşmeler) İşin aslı, biz trans bireyler,sizin bizden korktuğunuzdan daha çok, sizden korkuyoruz | TED | (ضحك) الحقيقة أننا نحن المتحولون نخاف منك أكثر بكثير مما تخافه أنت منّا. |
İşin aslı aslında biz şiddeti azaltmanın birçok yolunu biliyoruz. | TED | الحقيقة أننا نعرف ما يحتاجه خفض العنف. |