| Sende bileziği çıkarmamı sağlayacak şey bende ise teslim edilmesi gereken paketlerin var. | Open Subtitles | أنت لديك ما أحتاجه لنزع السوار وأنا لديَّ الطردان اللذان تحتاج أن أوصلهما |
| Tek bildiğim tekrar dolması gereken boş bir barımın olduğu. | Open Subtitles | كل ما اعرفه أن لدي حانة فارغة تحتاج أن تمتليء |
| Harika gidiyor. Muhteşem. Onu biraz neşelendirmen gerekiyor. | Open Subtitles | إنها تسير بشكل رائع ، رائع سوف تحتاج أن تشجعه ، لا أعرف |
| Sisteme girebilse bile, kodların aynı anda girilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | حتى ولو أستطعت، الشفرات تحتاج أن تدخل آنيا |
| Çünkü beyniniz yatak odanızı hemen uyanıklık merkezi olarak algılayacak ve sizin de bu algıyı kırmanız lazım. | TED | السبب في هذا أن عقلك سيربط غرفة نومك بسرعة بمكان الاستيقاظ، لذلك تحتاج أن تكسر هذه الرابطة. |
| Gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelerle aynı oranda büyümesi gerekmiyor. | TED | والبلدان في الدول الناشئة لا تحتاج أن تنمو لتبلغ نفس مستوى البلدان المتقدمة. |
| Peter, Muriel ve ben terapistine uyup biriyle çıkman gerektiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | أنا و موريل .. نشعر أنك تحتاج أن تتبع نصحية طبيبك و أن تبدأ المواعدة |
| Bunun, sadece bir kaç senelik değil, on senelik bir girişim olması gerekir. | TED | تحتاج أن تكون مقاربة لعقد من الزمان فضلاً عن كونها مقاربة لبضع سنين |
| Bir şey söylemek, bir şey yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا تحتاج أن تقول شيئا ولا تحتاج ان تفعل شيئا |
| Bir bina dolusu polis. Başka bilmemiz gereken ne var? | Open Subtitles | انه مبنى كامل من رجال الشرطة ماذا تحتاج أن تعرف؟ |
| - Şu anda olması gereken en son yer o hayvanat bahçesi. | Open Subtitles | حديقة الحيوانات تلك هي آخر مكان تحتاج أن تكون فيه بالوقت الحالي. |
| Emanet edilmeden önce temizlenmesi gereken bir rahatsız etme davası sadece. | Open Subtitles | إنّها دعوى إزعاجٍ تحتاج أن تُنجز قبل أن نسوّي السّند المعلّق. |
| Onun iyi bir şekilde bakım göreceği bir yerde olması gerekiyor. | Open Subtitles | إنها تحتاج أن تكون بمكان حيث يمكن الإعتناء بها |
| Evde kalman gerekiyor, Biliyorsun Wink seninle ilgileniyor. | Open Subtitles | تحتاج أن تبقى في البيت. تعرف مهما كان، يا رجل |
| Ama o buraya ait değil ışığa gitmesi gerekiyor. | Open Subtitles | ولكنها لم تعد تنتمى إلى هنا إنها حقا تحتاج أن تعبر |
| Kırpma makasıyla ilgilenmen... ve boynunun arkasını alman lazım. | Open Subtitles | أنت تحتاج أن تصاحب مقصاتهم وتحصل على تلك الرقبة |
| Tekrar kötüleşmeden önce biraz güç toplaması lazım. | Open Subtitles | إنها تحتاج أن تستعيد بعض من قوتها قبل أن تتفاقم مرةً أخرى |
| İkincisi, yıl boyunca çok fazla sinek yemesi gerekmiyor. | TED | وثانياً، أنها لا تحتاج أن تأكل كمية كبيرة من الذباب على مدار العام. |
| İçimden bir ses bir iki adım geri çekilmen gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | شئ ما يقول لى ربما تحتاج أن ترجع خطوتين للوراء |
| Evet, çevrim içi iyi kayıtlar bulabilirsiniz, ancak gerçek hazine için, elinizi kirletmeniz gerekir. | TED | نعم، يمكنك العثور على تسجيلات جيدة على الإنترنت، لكن من أجل الكنوز الغارقة، تحتاج أن تنهض من الأريكة إلى القِـفار. |
| Proje tamamlanmak üzere. Bir daha yapmak zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | لقد شارف المشروع على الإنتهاء لن تحتاج أن تفعل ذلك ثانية |
| Bu konularla ilgilenmek için kendinizi kötü yapmanız gerekmez. | TED | إيماني هو أنك لا تحتاج أن تجعل نفسك سيئاً للنظر في هذه المسائل. |
| Bilmen gerekeni sana söylerim. | Open Subtitles | أنا أقول لك ما تحتاج أن تعرفه. |
| Önce milletle arkadaş olman gerek, onlara göre sıkıcı bir talebesin. | Open Subtitles | تحتاج أن تكون صديّق للجميع، و بالنسبة لهم، انت مجرد طالب. |
| Ve onları otomatik olarak kullanabilmeye ihtiyacın olur. | Open Subtitles | وسوف تحتاج أن تكون قادرا علىاستعمالهاكلهاتلقائيا. |