Kar sağlamanın ve kontrolün diğer aracı, savaş. | Open Subtitles | إنّ الأداةَ القادمةَ للربحِ والسيطرةِ حربُ. |
Teröre karşı verdiğimiz savaş ve aslında gerçek bir düşman olmaması konusunda konuşup gülüyordu. | Open Subtitles | ' يُسبّبُه حربُ أبديّةُ، لذا أنت يُمْكِنُ أَنْ دائماً إستمرّْ بأَخْذ حرياتِ الناسِ بعيداً. |
Bu savaşın nasıl asla kazanılamayacak bir savaş haline getirildiğini anlatıyordu, bunun sonu olmayan bir savaş olduğunu, bu şekilde insanların özgürlüklerinin ellerinden alındığını söylüyordu. | Open Subtitles | .لأنها حربُ أبديّةُ، لذا يُمْكِنُك أَنْ تَستمرَّ بمصادرةِ حرياتِ الناسًِ |
Ve bilmeniz gerekir ki generalim, bu asla kazanamayacağınız bir savaş. | Open Subtitles | وهذا أيها الجنرال، كما يجب أن يُعلم .هي حربُ ليس مقدرًا لأحد أن ينتصر فيها |
Sağlığı iyi ama o savaş esiri. | Open Subtitles | هو في صحةِ جيدةِ لَكنَّه سجين حربُ |
Bir savaş yaklaşıyor. Korkunç bir savaş. | Open Subtitles | أنصت لي، هناك حرب قادمة حربُ فظيعة |
Kırkına geldiğinde savaş başlar. | Open Subtitles | عندما ضَربتَ 40، هو حربُ. |
Nihayetinde ikimizi de savaş yarattı. | Open Subtitles | كلانا ولائدُ حربُ. |
Avrupa'da tam ölçekli savaş tırmanıyordu. | Open Subtitles | حربُ مستعرة في (أوروبا) |
Bu bir savaş! | Open Subtitles | هذه حربُ! |