"حس" - ترجمة من عربي إلى تركي

• duygusu
• anlayışı
• hissi
• hisset
• espri anlayışın
• komik
• sağduyu
• espri anlayışım
• sahip
• mizah
• mizahı

Yanlış bir sorumluluk duygusu ile adamın tekinin yanında kalması gerektiğini düşünmesini istemiyorsun annesinin yıkıldığını sonra da toparlandığını görecek.
لا تريديها أن تكون مع شخص ليس لديه حس بالواجب سترى أمها تتدمر ومن ثم سترى أمها تعود مرة أخرى

Bu mekânda onların yaşadıkları anla yakından ilgili bir tarih duygusu var.
وهناك حس بالتاريخ في هذا المكان وارتباطه بواقعهم.

Bu yüzden Keaton'ın birinci olduğunu söylüyorum. Role espri anlayışı getirdi.
هذا ما قلته كيتن رقم واحد يضفي حس من الفكاهة للدور

Bundan bağlılık hissi doğar. Kalıcı bir dostun olması hissi, daha dışarıdaki yolları görmeden yolculuğa hazırlandıkları bir kişiye sahip olma hissi.
ومن هنا يأتي حس الإستقرار، حس بوجود رفيق سفر دائم، شخص معه تذوقوا الحياة قبل أن يخرجوا إلى العالم ويسافروا لوحدهم.

Kollarımı vücudunda hisset ve bana gerçek olmadığımı söyle.
حس بذراعى حولك وعندها قل لي أن هذا غير حقيقي

Margaret, beni dinle. espri anlayışın nerede?
مارجريت، استمعي إليّ، اين حس دعابتك الجميل ذاك؟

Biz buna Yahudi esprisi diyoruz. Anlam aramanıza gerek yok. komik olan kelimeler.
هذا ما نسميه حس الدعابة اليهودي، لستما بحاجة لفهمه لأن الكلمات غريبة

Onları fazla büyümüş çocuklar olarak görmelisin, harhangi bir neden, sağduyu ya da hijyen taahhütü olmadan.
عليك أن تنتبه لهم كأطفال غير ناضجين بدون حس للمنطق او إلتزام بالنظافة

Şakalarına gülmüyorum çünkü bir espri anlayışım var.
أنا لا أضحك على نُكتك لأنني أمتلك حس الدعابة

Zor çünkü haklı kızgınlık duygusu, bizimkinin doğru taraf olduğundan emin olmanın o hissi o kadar baştan çıkarıcı ki.
صعب بسبب استياء الصالحين، حس اليقين أن طرفنا هو الطرف الصائب، مثيرٌ للغاية.

Kendi parasına sahip olabilmek için bir mandıra kurdu. Bu bağımsızlık duygusu bana da kesinlikle geçti.
بدأت ملبنتها لتستطيع جني قرشها، وبالتأكيد هكذا انتقل إلي حس الاستقلالية.

Arabası olup da mizah duygusu olmayan heriflerden nefret ediyorum.
أكره الشخص الذى لديه سيارة، وليس لديه حس للفكاهه

Bilge bir insandı doğru ama aynı zamanda harika bir espri anlayışı vardı.
كان حكيما , لكنه كان يمتلك أيضا حس فكاهي رائع

Harika bir mizah anlayışı. İlgisiz saçmalık.
إنها مضحكة جداً، هناك حس من الفكاهة، عبث غير لازم

Yaşamın çok tuhaf bir mizah anlayışı var, değil mi?
الحياة بالتأكيد لديها حس الدعابة، أليس كذلك ؟

Acı çekmeni istediği yerde hisset.
حس بهذا حيثما تريد أن تشعر بالألم

Big Tuna'da yaşayabilmek için, espri anlayışın derin olması gerek!
كي تبقى حيا في بيج تونا يجب ان تمتلك حس دعابة نشط

Görünüşte asabi olabilir ama esprili ve komik birisi.
مظهر لطيف، لديه حس النكتة والرجل الذي يحب أن يضحك

sağduyu size bir süreliğine rahat olmanızı söylemiyor mu?
أليس لديكم حس عام أن عليكم أن ترتاحوا لمدة من الزمن؟

Hayır, benim alaycı bir espri anlayışım var.
لا ، أنا أمتلك حس الدعابة السخري ، حسناً ؟

Tanrıların da kendilerine has mizah anlayışları var. Umarım tanrıya inanıyorsundur.
آلهتي لها حس الدعابه الخاص بها و أظنك مازلت مؤمناً بإلهك

Ve tabi ki, bu New Yorker mizahı değildi.
وبالطبع، ذلك ليس حس الدعابة لدى مجلة نيويوركير.