Hiçbir iz yok ve hâlâ kafanın kimliğini bulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | . لا توجد بصمات, و مازلنا نعمل على تحديد الرأس |
Korkularımla yüzleştim ve süvarinin mezarını bulmaya karar verdim. | Open Subtitles | واجهت مخاوفى وخرجت مصرا على تحديد موقع قبر الفارس |
Kimliğini teşhis etmemize yardımcı olacak bir şey söyledi mi? | Open Subtitles | هل قال أيّ شيءٍ يُمكن أن يُساعدنا على تحديد هويّته؟ |
Ses izi analizi, arayanın kimliğini teşhis edemedi. | Open Subtitles | كان تحليل الصوت غير قادر على تحديد هوية المتحدث |
Biz satışın gerçekleşeceği yeri tespit etmeye çalışacağız. | Open Subtitles | سنعمل على تحديد موقع عملية الشراء. تلقيتُ هذا. |
Devlet Birimleri kesin olarak yerini belirlemeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | وزارة الخارجية تعمل على تحديد موقع محدد له |
Bu parçacıklardan yeterli bilgi sağlayabilirsem cinayet mahallini belirleyebilirim. | Open Subtitles | إذا إستطعت التوصل للمعلومات الكافيه لتلك الجزيئات ربما أكون قادر على تحديد موقع الجريمه |
Kimliği belirsiz insanların isimlerini bulmaya gönüllüyüz. | Open Subtitles | نحن متطوعون للمساعدة على تحديد هويات المجهولين والمجهولات |
Cüzdanından kimliğini bulmaya yardımcı olabilecek bir şeyler bulabilir misin bak bakalım. | Open Subtitles | انظر اذا كان بامكانك اخراج اي شيء من تلك المحفظة يساعد على تحديد شخصيته ، شكرا |
- Felicity bilgisayarın yerini bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | فيليسيتي تعمل على تحديد موقع الكمبيوتر المحمول. |
Şu anda yerlerini bulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل على تحديد أماكنهم الآن |
Ducky'le beraber sunucu alanındaki kardan adamın kimliğini bulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | أنا و (داكي) كنا نعمل على تحديد هوية رجل الثلج الخاص بالخادوم |
Fotoğraftan, kocanızın cesedini... teşhis edebiliyor musunuz? | Open Subtitles | هل أنتِ قادرة على تحديد جثّة زوجكِ من تلكَ الصورة؟ |
Arayanı teşhis etmeye yararı olur diye bir sesi ayırdım. | Open Subtitles | آملاً أن يساعدنا هذا على تحديد متصل الـ 911 |
Yüzbaşı Evans'ın katilini teşhis edebilecek tek kişi Kaplan'dı. | Open Subtitles | كابلان هو الوحيد القادر على تحديد قاتل ايفانز |
Hala yerini tespit etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | ما زلت أعمل على تحديد موقع السفينة |
Hâlâ Carlton Fog'un yerini tespit etmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | لا نزال نعمل على تحديد موقع (كارلتون فوغ) |
Finch hacker'ın kimliğini tespit etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | (فينش) يعمل على تحديد هويّة المُخترق. |
Dokunun üzerindeki kesiklerin şekli bunu belirlemeye yardımcı olabilir. | Open Subtitles | التقنية التي إستُعملت لإحداث هاته الشقوق في الأنسجة قد تساعدنا على تحديد ذلك. |
Takımım, gerçekten ne olduğunu ve size ne olmuş olabileceğini belirlemeye çalışıyor. | Open Subtitles | فريقي يعمل على تحديد ما حدث بالفعل وتحديد ما يُمكن أن يكون قد حدث لكِ |
Düşündüm ki belki katilin gözlerine yakınlaşabilirsem rengini belirleyebilirim. | Open Subtitles | أعتقد إن استطعت التقريب على عيني مطلق النار, قد أكون قادرة على تحديد اللون. |
Düşündüm ki belki katilin gözlerine yakınlaşabilirsem rengini belirleyebilirim. | Open Subtitles | أعتقد إن استطعت التقريب على عيني مطلق النار, قد أكون قادرة على تحديد اللون. |