Dinle. Başbakan Kütüphanede yoktur herhalde, değil mi? | Open Subtitles | أنا لا أظن أن رئيس الوزراء في المكتبه, هل هو بها؟ |
"Seninle saat ikide Kütüphanede buluşuruz, Annie." | Open Subtitles | سأقابلك في المكتبه الساعه الثانيه آنــــــــي |
Çocuklar ve büyükler için Kütüphanede okuma çömlekçilik, aşçılık, sanat ve bahçıvanlık diğer aktiviteleri oluşturmaktadır. | Open Subtitles | تسالٍ أخرى من ضمنها القراءة في المكتبه صناعة الفخار، الطبخ، الفنون و البستنه بالنسبه للكبار والأطفال سواء بسواء |
Kütüphanedeyim. | Open Subtitles | أنا في المكتبه |
Kütüphanedeyim. | Open Subtitles | أنا في المكتبه |
Beni Kütüphanedeki bir kitap gibi alamaz. | Open Subtitles | لا يستطيع ان يفحصني كأنني كتاب في المكتبه |
Yetişkinler ve çocuklar için diğer faaliyetler arasında, Kütüphanede kitap okumak, bahçecilik, çömlekçilik, sanat ve aşçılık sayılabilir. | Open Subtitles | تسالٍ أخرى من ضمنها القراءة في المكتبه صناعة الفخار، الطبخ، الفنون و البستنه بالنسبه للكبار والأطفال سواء بسواء |
Bu demektir ki saat 10'a kadar Kütüphanede çalışabilirim. | Open Subtitles | هذا يعني اني استطيع المذاكره في المكتبه حتي العاشره |
Ceza Kütüphanede. Sabah 10'dan akşam 10'a kadar. | Open Subtitles | الحجز في المكتبه إنه يترواح من بين 10 صباح إلى 10 مساءً |
Kütüphanede o kadar çok zaman geçirdim ki herkes adımla çağırıyor beni bir de mikrofişin yanında uyuyan evsiz adamı öyle çağırıyorlar. | Open Subtitles | كنت في المكتبه كثيرااا أنا على أساس أول أسم مع الرجل الذي ليس له مأوى وينام في المجهر |
Donovan, sen ve Cleo'nun Kütüphanede ne kadar vakit geçirdiğinizle ilgili söyleyecekleriniz var biliyorum. | Open Subtitles | دونفان ، أعلم أنك أنت وكليو لديكم ما تودون قوله حول كم من الوقت تمضونه في المكتبه |
Ama karar defterini yukarıdaki Kütüphanede buldum ve içinde doktorun, hastaları o berbat görünümlü sıvıyı içmeye zorluyormuşçasına birkaç fotoğraf vardı. | Open Subtitles | لكني وجدث ذلك في كتيب في المكتبه في الطابق العلوي, و كان فيها صورة للدكتور يجبر المرضى على شرب سائل بشع المنظر |
Ve sen oradaydın, tek başına Kütüphanede oturuyordun. | Open Subtitles | وحينها كنت هناك عندما التقيتك جالسه وحيده في المكتبه |
Talmadge'a mektup yazmak için tüm zamanımı... Kütüphanede geçirdim. | Open Subtitles | لقد امضيت فترة الاستراحة في المكتبه كتابه رساله ل جامعة تالمادج |
Bu da beni Alzheimer'le ilgilenmeye yöneltti. Alzheimer üzerine kitaplar okuyup süregelen araştırmaları tanımaya gayret ettim. Kütüphanede bunları okurken bir gün - Tıp kütüphanesinde günün birinde, "pürin türevleri" denen bir şey hakkında bir makale okudum. | TED | وهذا ما قادني لمرض الزهايمر. بدأت أقرأ عن الزهايمر واطلعت على الأبحاث، في ذات الوقت عندما كنت في المكتبه أقرأ في أحد الايام، قرأت مقالاً عن شيءٍ يدعى مشتقات البيورين |
Kütüphanede... Onaylaman gerekmez. | Open Subtitles | في المكتبه و لا داعي لأن تؤكد هذا |
Tamam, o zaman saat ikide Kütüphanede buluşalım. | Open Subtitles | حسنا , سوف لنلتقي بعد ساعتين في المكتبه |
Hanna, Kütüphanedeyim. | Open Subtitles | مرحباً، (هانا) أنا في المكتبه |
Kütüphanedeyim. İyi. | Open Subtitles | انا في المكتبه |
Ama Kütüphanedeki makine bozuktu. | Open Subtitles | والنساخه في المكتبه معطله |
Kütüphanedeki herkes öldü. | Open Subtitles | لقد قٌتل جميع من في المكتبه |