Araç, 1 Temmuz günü tüm Kentucky'de kullanılmaya başladı birkaç ABD yargı kurumuna daha girmek üzereyiz. | TED | إن الأداة تعممت على مستوى الولاية في كنتاكي في 1 يوليو، و نحن سوف نتوسع في عدد من السلطات القضائية الأمريكية الأخرى. |
Evet, böylece Louisville Kentucky'de kaldım. | TED | حسناً، لذا، أنتهيت في لويس فالي في كنتاكي. |
Hayır, sanırım Kentucky'de hala böyle hapşırıyorlar ? | Open Subtitles | عندما كنت أقيم في كنتاكي.. هل لا يزالوا يَعملونَ عُطاس الفاشلين في كنتاكي؟ لا. |
Kentucky'deki Toyota tesisinde çalışıyordu. | Open Subtitles | كانت تعمل في شركة تويوتا في كنتاكي طوال اليوم |
Kentucky'deki güç ağırlık dengesini yüzde on yükseltmiş. | Open Subtitles | بَعْض الرجلِ في كنتاكي رَفعَ له شغّلْ لوَزْن النسبةِ ب10 بالمائة. |
KFC'nin yerine açılmış bir dükkan var, ve marihuana almam için sevk istediler. | Open Subtitles | هناك متجر فتح في كنتاكي القديم ويقولون أنني بحاجة إلى وصفة طبية لشراء الأعشاب |
Keşke Kentucky'e ziyaretine gelip çalışmalarında sana yardım edebilseydim. | Open Subtitles | أتمنى لو أستطيع زيارتك في كنتاكي لمساعدتك في عملك |
Bermuda'da Paskalya, hafta sonu Kentucky Derbisi. | Open Subtitles | عيد الفصح في بيرمودا ومن ثم عطلة نهاية الأسبوع في كنتاكي |
Kansas Şehri'nde birkaç gün geçirdim, suçlulardan uzak durmaya çalıştım. | Open Subtitles | قضيت عدّة أيام في كنتاكي تجنّباً لمواجهة المجرمين |
- O dava Kentucky'de görüldü. | Open Subtitles | كيرشنر هل كان في كنتاكي كيرشنر كان في كنتاكي؟ |
Ben 12 yaşındayım ve Jawbone, Kentucky'de yaşıyorum. | Open Subtitles | أبلغ من العمر 12 سنة وأعيش في كنتاكي طفيلي ركض من جانب بيتنا |
- Kentucky'de kız kardeşi oturuyor. Onu ziyaretten dönüyordu belki. | Open Subtitles | أن أخته تعيش في كنتاكي يمكن أنه كان في طريقه الى البيت في طريقها |
Kentucky'de, diğer adamların üniformalarıyla ilgilenmeyiz. | Open Subtitles | أقصد بأنّنا في كنتاكي لانقلق حول الأولاد في الفرق الأخرى. |
Charles Mulgrew, 18 yaşında Kentucky'de hüküm giymiş. Suçu 3 reşit olmayan kızla ilişkiye girmek. Müdürle mi konuşmamız gerek? | Open Subtitles | تشارلز ملغرو أدين في كنتاكي بعمر 18 عاما |
- Evet, hücresel hafıza. - Evet. Geçen sene Kentucky'de bir ciğer nakli yapıImış. | Open Subtitles | كان هناك عملية زرع كبد في كنتاكي السنة الماضية |
Kentucky'de bir sürü zavallı çocuğun öldüğü okul yangınını duydun mu? | Open Subtitles | هل سمعت عن حريق مبنى المدرسة في كنتاكي حيث توفي كل أولئك الأولاد المساكين |
Kentucky'deki üçüzü olan akrabalarından söz etmiyorum bile. | Open Subtitles | بدون الحاجة لذكر أقاربك في كنتاكي مع ثلاثة توائم |
Kentucky'deki devasa mağarayı gezmeye gittiğimizde giymişti. | Open Subtitles | ارتدتها عندما ذهبنا لزيارة ذلك الكهف الضخم في كنتاكي |
Kentucky'deki Campbell Kampı'nda iki zenciyi hapse attım. | Open Subtitles | وضعت جنوبيان في السجن في " مخيم " كامبل " في " كنتاكي |
- Ne alakası var? Üzerimde KFC üniforması var. | Open Subtitles | لم تكن هذه طريقة لبسي كانت هذه ملابس العمل في كنتاكي |
Ne? Olmaz. Ben evime, Kentucky'e gideceğim. | Open Subtitles | لا سأعود لمنزلي في كنتاكي |
Kapı açıldığında Kentucky Derbisi başlamış da... biz Seabiscuit'mişiz gibi koşalım. | Open Subtitles | لذلك عندما يفتح هذا الباب، انها مثل افتتاح شلال في كنتاكي ديربي ... ونحن Seabiscuit. |
Kansas Şehri'nde Pinkerton'u iki kişi koruyordu. | Open Subtitles | يوجد محققين في كنتاكي |