O an beni en çok etkileyen şey, buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı. | TED | كان الأكثر تأثيرًا بي وقتها أن هذا لم يكن مجرد مصنع قديم. |
O dönemde, aklımın ermeyeceği şeylere şahit olmuştum. Fakat bu, açık ara en sarsıcısıydı. | TED | كنت قد رأيت في تلك النقطة العديد من الأمور صعبة الفهم، ولكن ذلك، كان الأكثر صعوبة بمراحل. |
Bu balıkçılar tekneleri için çok para ister ve Quarrel'inki en pahalısı. | Open Subtitles | هؤلاء صيادى السمك يطلبون إمتياز الأرض و كواريل كان الأكثر غلاءا |
1939'da son yarım yüzyılın en sert kışı yaşanıyordu. | Open Subtitles | فصل شتاء العام 1939 كان الأكثر بروده على مدى نصف قرن من الزمان |
Chulak'la ilgili görev raporunuz kariyerimde beni en çok kendimden geçiren analiz oldu. | Open Subtitles | تقرير مهمتك من شولاك كان الأكثر إبهارا لي طوال حياتي المهنية |
Okul tarihindeki en yakın oylar-- yüzde 54'e yüzde 46. | Open Subtitles | اثر الأنتخاب الذي كان الأكثر ضراوة في تاريخ المدرسة 54 بالمائة ضد 46 بالمائة |
Glen seni mutlu etmiş olabilir ama Babamın evde olduğu zamanlar hayatımızın en güzel zamanlarıydı. | Open Subtitles | قد يكون أزعجكِ، لكن السنوات التي عشناها في ذلك المنزل مع والدي كان الأكثر سعادة في حياتي |
Bu mağaza New York'un en lüks ve gözde mağazalardan biriydi. | Open Subtitles | هذا المتجر كان الأكثر جمالاً, الأكثر فخامةً |
Şimdi bakınca anlayamazsın ama lisedeki en havalı çocuktu. | Open Subtitles | رؤيته الآن لن تشفع، لكنه كان الأكثر مرحاً في الثانوية |
Hayatımda çok boş sözler vermişimdir ama hakkımı verin, bu en cümertiydi. | Open Subtitles | قمت بقطع بعض الوعود الكاذبة في حياتي ولكن فليصمت الجميع فذلك كان الأكثر كرما |
Onu seven hoş erkeklerin arasında en hoş olan oymuş." | Open Subtitles | لكن من بينهم جميعاً ..كان الأكثر وسامة وجاذبية |
Onu seven hoş erkeklerin arasında en hoş olan oymuş." | Open Subtitles | لكن من بينهم جميعاً ..كان الأكثر وسامة وجاذبية |
Bu hayatım boyunca gördüğüm en günahkar ve saygısız korku filmiydi. | Open Subtitles | ذلك كان الأكثر تدنيساً و عرض مرعب مسيء على الأطلاق |
Sahip olduğum en iyi ve en sadık ajan. Peki, ne başardık? | Open Subtitles | عميلنا الذي كان الأكثر وفاء واخلاصاً وما الذي حققناه؟ |
İşinde en önemli ilham kaynağının ne olduğunu söyleyebilirsin? | Open Subtitles | خلال مسيرتك المهنية، ما الإلهام الذي كان الأكثر أهمية بالنسبة لك؟ |
en azından kemanın kutusundan daha genişti. | Open Subtitles | على الرغم أنه كان الأكثر إنتشارا حين عزفت الكمان |
Ama dedin ki... Ona en çok yardımcı olabilecek şeydi. Haklıydın. | Open Subtitles | ما ظننته كان الأكثر إعانةً له، أنتِ على صواب وكلّما تكلَّم، كلّما أصبح الأمر أكثر وضوحًا. |
Bu bina mahalledeki en sessiz en huzurlu binalardan biriydi. | Open Subtitles | المبنى كان الأكثر هدوءً في المنطقة بل الاكثر هدوءً في كامل المنطقة |
Ve açıkçası bununla nasıl baş edeceğimi bilmiyordum... ama en önemlisi ona her zaman davrandığım gibi davranacaktım. | Open Subtitles | جهلت تمامًا كيف سأتعامل مع هذا الخبر، لكن كان الأكثر أهميةً أنني كنت سأتعامل معه كما تعاملت معه دائمًا. |
en karmaşık, en sofistike, karanlık bir sona sahip olmaktan korkmayanı o. | Open Subtitles | كان الأكثر تعقيدًا والأكثر تطورًا ولم يخشى أمر النهاية الحزينة |