söylediğim gibi bu eserleri yapmaya 75 sene önce başladım. | TED | كما ذكرت سابقاً، بدأت صنع هذه الأشياء منذ خمسة وسبعين سنة مضت |
Daha önce de söylediğim gibi çok basit bir işlem bu. Daha önce açıklamıştım. | Open Subtitles | حسناً ، كما ذكرت من قبل إنها عملية ميكانيكية بسيطة |
bahsettiğim gibi Woodland Emlakçılık çoğunlukla yazları satış yapan bir kurumdur. | Open Subtitles | كما ذكرت لك من قبل، بلدة وودلاند هى أساساً بلدة صيفية |
Demek istediğim, daha önce de bahsettiğim gibi, şu an dünyanın en büyük starlarından biri olan Justin Bieber YouTube'da çıkışını yaptı. | TED | أقصد، كما ذكرت من قبل، أحد أكبر النجوم في العالم الآن، جستين بيبر، كانت بدايته في يوتيوب. |
Ayrıca dediğim gibi üzerinde çalışıyorum. Sana da aynısını yapmanı öneririm. | Open Subtitles | كما ذكرت سلفاً، أنا أعمل لإقناعه أقترح عليك عمل نفس الشيء |
Ama önceden de belirttiğim gibi tam olarak ne olduklarını bilmiyoruz. | TED | لكن، كما ذكرت سابقا، نحن لا نعلم بالضبط ماهيتها. |
Raporumda yazdığım gibi, ki okumadığınızı tahmin ediyorum. | Open Subtitles | كما ذكرت في التقرير، الذي لم تقرأيه كما أظن سنقرأه. |
Belki de yapacağını söylediği gibi kontrol etmeyi öğreniyordur. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،علّها تتعلّم أن تتحكّم بالأمر كما ذكرت أنّها ستفعل. |
Freddy, senin de bu sabah belirttiğin gibi, bazı adamlar sadece kitap konusunda iyidirler. | Open Subtitles | (فريدي),كما ذكرت في الصباح, بعض الشباب غير جيدين في أي شىء سوى قراءة الكتب |
Merak etmeyin, daha önce de söylediğim gibi Allah'a götüren yollar? | Open Subtitles | كما ذكرت لكم في الجلسات سابقا الطرق المؤدية إلى الله ماذا... |
Constance Griffiths (Charlie Crews'in Avukatı) Beraat ettikten sonraki basın toplantısında söylediğim gibi, | Open Subtitles | " كونستانس جريفثس محامية تشارلي كروز " كما ذكرت في المؤتمر الصحفي بعد |
söylediğim gibi, az önce bahsi geçen gizli operasyonda yaptıklarından haberim yoktu. | Open Subtitles | لست مطلعا على أيّ من أعماله في عمليته المتخفية... كما ذكرت سابقا. |
Rahibe günah çıkarırken söylediğim gibi. | Open Subtitles | بعد أن أعترف للقس المبجل كما ذكرت أنني سأفعل ذلك |
Biraz önce söylediğim gibi, sanırım gitsem iyi olacak. | Open Subtitles | كما ذكرت آنفًا أعتقد أنه حان الوقت لأغادر |
Ancak bu konuşmanın başında bahsettiğim gibi bu iyimserliğe bakış açımız biraz da olsa ihtiyatlı olmalı ve bunun sebebi verilerin hâlâ değerlendiriliyor olması. | TED | لكن بالطبع، كما ذكرت في بداية هذا الحديث، يجب أن نخفف هذا التفاؤل بجرعة من الحذر، وذلك لأن البيانات ما زالت تُحدد. |
Bu yüzden,daha önce bahsettiğim gibi,bu parçayı dinlerkenen önemli şey ,müziğin harika oluşu ve müzik Dan'in nasıl birisi olduğunu sizlere gösterecek. | TED | إذا عند الاستماع إلى هذه القطعة الموسيقية. كما ذكرت سابقاً أهم شيء هو أن الموسيقى عظيمة وستريكم من هو دان |
Bu kayda değer, çünkü az önce bahsettiğim gibi çekilecek filmlerin bulunması ve bunların çekilmesi triyajında genen inanışa epey bel bağlanıyor. | TED | وهذا ملحوظ، لأنه كما ذكرت من قبل في فرز البحث عن الأفلام لصنعها وصناعتها هناك الكثير من الاعتماد على الحكمة التقليدية |
dediğim gibi, biz statükoya baktık ve onunla alay ettik. | TED | كما ذكرت ، نظرنا إلى الوضع الراهن وسخرنا منه . |
Önceden dediğim gibi, çoğu ülkenin bayrağında sorun yok. | TED | و كما ذكرت من قبل، أغلب أعلام الدول تعتبر جيدة التصميم |
Fakat gönderdiğim e-mailde de belirttiğim gibi sizi etkilemeyi... ikinizi de etkilemeyi umuyorum ve bu okulda bunu başarmak ne gerekirse gereksin yapmaya hazırım. | Open Subtitles | لكن كما ذكرت في رسالتي أنا أمل تفهما أنني مستعدة لأفعل كل في وسعي |
Tam olarak, raporumda yazdığım gibi oldu efendim. | Open Subtitles | حدث كما ذكرت في التقرير حضرة المدير |
Bayan Reed'in söylediği gibi istediklerini yapsak bile uzun sürecektir. | Open Subtitles | .. سواء نعم أم لا سنفعل .. ( كما ذكرت الآنسة ( ريد هذه ستكون عملية طويلة |
Şimdi belirttiğin gibi, | Open Subtitles | كما ذكرت أنتَ قبل قليل |