Bu kişiler bir zamanlar üniversite harcımı ödeyebilmek için şarkıcı garsonluk yaptığımı umursamadılar. | TED | هؤلاء الناس لا يمانعون أني ذات مرة عملت كنادلة لكي أدفع رسوم جامعتي. |
Ben, iki buçuk yıl öncesine kadar garsonluk yapan bekâr bir anneyim. | Open Subtitles | أنا أمّ عازبة كنتُ أعمل كنادلة إلى ما قبل سنتين ونصف مضت. |
garsonluk yapıyordum. | Open Subtitles | لقد التقيت به في فينيكس .لقد كنت أعمل كنادلة |
Sonra güneyli garson bana bir soru soruyor. | TED | سألتني طفلتي الصغيرة والتي تتصرف كنادلة من الجنوب. |
Bu da ne? Bir tür amigo kız hayır işi, bir geceliğine garson ol gibi bir şey mi? | Open Subtitles | عمل خيري للمشجعات، العمل كنادلة لليلة واحدة ؟ |
Eşi ile 15 yaşında bir garsonken Michigan'da küçük bir barbekü dükkanında tanışmış. | TED | التقت بزوجها عندما كانت في الخامسة عشر من عمرها وتعمل كنادلة في محل للمشويات بميتشغن. |
Kadınların sadece garsonluğa uygun olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أخال أن العمل كنادلة يلائم السيدات أكثر |
Yıllarca garsonluk yapmak senin içini karartmış, hepsi bu. | Open Subtitles | عملك كنادلة لسنوات أسبط همتك، هذا ما بالأمر. |
garsonluk insan sarrafı yapmazsa, hiç bir şey yapamaz. | Open Subtitles | لا شيء يجعل المرء خبيراً في الطبيعة البشرية خيراً من العمل كنادلة. |
O akşam 5:00'de giyindi ve garsonluk yaptığı Corey'in yerine gitti. | Open Subtitles | ارتدت ملابسها ذلك اليوم فى الخامسة وذهبت لعملها فى حانة كورى حيث كانت تعمل كنادلة |
garsonluk yaptığı restorandan isim kartı. | Open Subtitles | إليك شارة اسمها فى المطعم الذى تعمل فيه كنادلة |
Ben et doğramayı öğrenirken sen de garsonluk yaparsın. | Open Subtitles | يمكنك العمل كنادلة بينما أتعلم أنا تقطيع اللحم ، سنحيا في مقطورة |
garsonluk yaptım, kütüphane kitaplarını rafladım, en son olarak da petrol sondaj ekipmanları kiralayan bir firmada resepsiyonist olarak işe başladım. | Open Subtitles | عملت كنادلة , نضدت الكتب في مكتبة واخيرا استقريت بمهنة موظفة استقبال في شركة لتأجير معدات التنقيب عن النفط |
Çift garsonluk vardiyasıyla, bunu yapmam imkansız. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل ذلك لوحدي ليس و أنا أعمل لفترتين كنادلة |
Penny okulunu bitirebilmen için garsonluk yaptığını söyledi. | Open Subtitles | بيني قالت لي أنك تعملين كنادلة حتى تتمكني من إكمال دراستك |
Barda garsonluk yaparak ekstra para kazandığını söyledi. Benim küçük kızımdı. | Open Subtitles | قالت أنها تسعى لكسب المزيد من المال في العمل كنادلة |
Bir çocukla çıkıyorsun diyelim ve sana bu geceki... olaya garson olarak değil de onun eşi olarak gelmen için para verebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | لو انكِ تواعدين احد و قال أنه سيدفع لكِ المال من أجل ألا تحضري كنادلة لهذا الحدث بل كرفيقته |
garson olarak çalışıyor ve ara sıra aktrislik yapıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تعمل كنادلة و ممثلة في بعض الأحيان |
Eğer bu iş tutarsa, artık garson olarak çalışmama gerek kalmaz. | Open Subtitles | إذا نجح هذا، لن أضطرّ أن أعمل كنادلة بعد الآن. |
Deniz Kuvvetleri'nden yeni çıkmıştı ve ben garsonken hep çalıştığım restorana gelirdi. | Open Subtitles | كان قد أنهى خدمته في البحرية وكنت كنت أعمل كنادلة في أحد المطاعم وكان يأتي لمطعمي دومًا |
Pek güzel bir şey değil ama seçmelere götürür ve en azından şimdilik garsonluğa dönmek zorunda kalmazsın. | Open Subtitles | هي ليست بالفاخرة، لكنها ستوصلك إلى تجارب الأداء و على الأقل حالياً لست مضطرة للعودة إلى العمل كنادلة |
Sen asla hayatında masa başında bir gün beklemedin... Özgeçmişinde yazmasına rağmen. | Open Subtitles | ما حدث أنك لم تعملي كنادلة أبدا بخلاف ما تخبر سيرتك الذاتية |
Kokteyl garsonu olarak çalıştığı | Open Subtitles | لقد طردت من وظيفتها كنادلة ببار |
Altı ay önce bir garsondum. Hayatım Bill'le tanışana kadar bir çıkmaz sokaktı. | Open Subtitles | قبل ستة شهور كنت اعمل كنادلة ، ولم اكن اريد اي شيء من الحياة حتى قابلت بيل |