Çünkü size gelip senin telefonunu kullanmak için iyi bir bahane bulamadım. | Open Subtitles | لأني لم أتمكن من الإتيان بعذر وجيه للخروج من المنزل واستخدام جوالك |
Ben onu hala bulamadığım için daha çok kadın ölmeye devam ediyor. | Open Subtitles | المزيد من النساء قُتلن لأني لم أتمكن من القبض عليه حتى الآن |
Onu kurtaramadığım için özür dilediğimi söyle. Elinden geleni yaptın Jake. | Open Subtitles | قولي لها أني آسف آسف لأني لم أتمكن من إنقاذها |
Bu sorunu çözemediğim için kendime açıyordum. | Open Subtitles | أشعر بالأسف لنفسي لأني لم أتمكن من حل هذه المشكلة |
Evet,top toplayıcı kız olamadığım için kendini kötü hissetmiş. | Open Subtitles | نعم، لقد قال أنه شعر بالسوء لأني لم أتمكن من جامعة الكرات. |
Geçen gece gelemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفه لأني لم أتمكن من التواجد تلك الليله |
Belki ben SHU'dayken onu göremediğim için bana kızgındır. | Open Subtitles | , أتدرين ربما هو غاضب مني لأني لم أتمكن من رؤيته . بينما كنت في الحبس الإنفرادي |
Sana söylemediğim için üzgünüm. Bunu Vekil Ahn ile görüşecektim. | Open Subtitles | اسفة لأني لم أتمكن من اخباركِ مسبقاَ كنت سأتكلم عن ذلك مع المدير اهن |
Onayı kendi başıma alamadığım için. | Open Subtitles | لأني لم أتمكن من الحصول على التأكيد بمفردي |
Size katılamadığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأني لم أتمكن من الانضمام لكِ |
Elijah'ı koruyamadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | و أنا متأسفة لأني لم (أتمكن من حماية (إيلآيجا |