Seni izlemeyi bekleyen diğerleri de olmalı aranızda. | Open Subtitles | لابد أن هناك آخرين فيما بينكم فقد ينتظرون أن يتبعوا خطواتك |
Karımla konuşmak istiyorum. Başka seçeneklerimiz de olmalı. | Open Subtitles | أريد التحدث مع زوجتي لابد أن هناك خيار آخر |
Bu saate bir şeyler olmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك شئ خاطئ بهذه الساعة |
Zihnim çok fazla şeyle meşgul olmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك الكثير يدور ببالي |
Ziyaretçileriniz mutlaka vardır. İmkansız olamaz. | Open Subtitles | لابد أن هناك زواراً يأتونكم لا يمكن أن يكون هذا مستحيلاً |
Elmalarını yiyebileceğin bir kör nokta mutlaka vardır. | Open Subtitles | لابد أن هناك نقطة عمياء تستطيع أن تأكل التفاح فيها |
-Kasada bir şeyler olmalı, daha fazla talimatlara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لابد أن هناك شيئاً في الخزانة نحتاج لتعليمات تشغيل أفضل |
Yapabileceğim bir şeyler olmalı! Seni kurtarmanın bir yolu olmalı! | Open Subtitles | لابد أن هناك شيئ يمكنني فعله طريقة ما لاقوم بإنقاذكِ |
Piçi öldürmek için bir yol olmak zorunda | Open Subtitles | لابد أن هناك شيئا بامكاني استخدامه لتدمير اللقيط. |
Son dakikada aradığımı biliyorum ama başka şirketler de olmalı. | Open Subtitles | أجل، أعلم أنّ هذا في اللحظة الأخيرة لكن... . -إسمع، لابد أن هناك شركات أخرى ... |
Bizim için başka seçenekler de olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك خيار آخر لنا |
Bir şey olduğunu anımsamıyorum. O halde bir hata olmuş olmalı. | Open Subtitles | لا أرى شيئاً لابد أن هناك خطأ |
Bir yanlışlık olmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك خطأ ما |
Ama bir şeyler olmuş olmalı. | Open Subtitles | لكن لابد أن هناك شئ ما حدث |
Başka bir şeyler mutlaka vardır. | Open Subtitles | لابد أن هناك شيء آخر |
Onları yenmenin bir yolu mutlaka vardır. | Open Subtitles | لابد أن هناك طريقه لهزيمتهم |
Tamam, başka ülkeler mutlaka vardır... | Open Subtitles | حسنا، لابد أن هناك دولا أخرى... |
Yapma, daha iyi düşün. Yapabileceğin bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | بربكِ، فكري جيداً لابد أن هناك شيئاً تستطيعين القيام به |
bir şeyler olmalı. Belgeleri imzalayana dek buranın sahibiyim, değil mi? | Open Subtitles | لابد أن هناك شيئا ما لأفعله فحتى أوقع تلك الأوراق فأنا لازلت أملك هذه الشركة،أليس كذلك؟ |
- Yardım edebileceğim bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | هراء , لابد أن هناك شيئً يمكنني المساعدة به |
Taramalarında bazı anormallikler, tether kayıtları gibi bir şeyler olmak zorunda. | Open Subtitles | لابد أن هناك طفرات كبيرة في الفحص، السجلات، أي شيء |
Bir noktada içten düşünüyorum, başımızı yastığa koyuyoruz ve devam ediyoruz, "Daha fazlası olmak zorunda bu hayatta." | TED | أفكر عميقاً في نقطة محددة، نحن نضع رؤوسنا على الوسادة ونفكر، "لابد أن هناك حياة أكثر من هذا." |