Trepkos'un, Pierce ve Erikson'a yaptığını bana da yapmasını Beklemek istemiyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | أنا فقط لا أريد الإنتظار لتريبكوس إلى يعمل لي ما هو لثقب وإريكسون. |
evimin çalışıp çalışmadığını öğgrenmek için bir sonraki Katrina'yı Beklemek istemiyorum. | TED | سبب أهمية ذلك هو أنني لا أريد الإنتظار لإعصار كاترينا القادم لأعرف اذا كان منزلي سيصمد. |
Barda otururken yanımıza gelmesini Beklemek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد الإنتظار حتى يلتحق بنا في الحانة |
Yarına kadar bekleyemezdim. | Open Subtitles | لا أريد الإنتظار |
Yarına kadar bekleyemezdim. | Open Subtitles | لا أريد الإنتظار |
Beni sevdiğini anlamanı Beklemek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الإنتظار لدقيقة واحدة لكي أعرف ما إذا كنت لا تزال تحبني |
Hayır, Beklemek istemiyorum. Zaten 15 dakikadır bekliyorum. | Open Subtitles | لا، أنا لا أريد الإنتظار أنا أنتظر منذ 15 دقيقة |
Daha ne kadar bekleyeceğiz? Daha fazla Beklemek istemiyorum. | Open Subtitles | كم من الوقت يجب علينا أن ننتظر أنا لا أريد الإنتظار أكثر |
Tamir edilmesi için bir yüzyıl daha Beklemek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الإنتظار حتى القرن القادم ،ليتم الإنتهاء من ذلك ،لذا إن قمت بالتأجيل من جديد |
Ebediyetime senle başlamayı Beklemek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد الإنتظار لكي أبدأ حياتي الأبدية برفقتك. |
Daha fazla Beklemek istemiyorum! | Open Subtitles | ـ إنها أخبرتنا أن ننتظر، يا صاح ـ لا أريد الإنتظار بعد الآن |
Hayatımı seninle geçirmek istiyorum ve bunu için Beklemek istemiyorum. | Open Subtitles | أريد قضاء حياتي معك وأنا لا أريد الإنتظار |
Howard, evlenmek için geri dönmeni Beklemek istemiyorum. Ne? | Open Subtitles | هاورد" أنا لا أريد الإنتظار" حتى تعود كي نتزوج |
- Beklemek istemiyorum ama. | Open Subtitles | أنا لا أريد الإنتظار 24 ساعة |
Ben Beklemek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الإنتظار |
Artık Beklemek istemiyorum. | Open Subtitles | و لا أريد الإنتظار مدة أطول |