de. Kendi algının objektif doğru olduğunu sanma. | TED | لا تفترض أن تصورك أو رأيك الخاص هو الحقيقة الموضوعية. |
Lütfen bana, bilmediğim bir şeyi söyleyebileceğini sanma. | Open Subtitles | ارجوك لا تفترض انك سوف تخبرني اي شيئ بالفعل انا لا اعرفه |
Sırf sana bir kez sarıldı diye sakın sana aşık olduğunu sanma ve onun herkesin sevgilisi olduğunu unutma. | Open Subtitles | فقط لأنها عانقتك مرة واحدة إنها لطيفة مع الجميع, لا تفترض أنها واقعة في حبك |
Sırf birini vurdun diye asla o kişinin öldüğünü varsayma. | Open Subtitles | لا تفترض ابداً موت رجل... لمجرد أنك اطلقت النار عليه... |
Birincisi, "Kötü niyet olduğunu varsayma!" | TED | الأولى: لا تفترض النيّة السيئة. |
Hemen en kötüsünü düşünme. | Open Subtitles | لا تفترض الأسوأ. |
Benimle ilgili hiçbir şeyi varsaymaya kalkma. Ne viski zevkimi, ne de erkeklerdeki zevkimi. | Open Subtitles | حسناً، لا تفترض أي شيء يتعلق بي ذوقي في الويسكي أو ... |
Buna ödleklik denir. Ölmekte olan çocuğunu kollarında tutmadan beni tanıdığını sanma. | Open Subtitles | لا تفترض معرفتك بي ريثما يحتضر ابنك بين ذراعيك. |
Bu nedenle, senin yerini aldığımı falan sanma. | Open Subtitles | لذا، لا تفترض أنا الواحد آخذ مكانك. |
Beni görmeye gelen herkesin perisan hâlde oldugunu sanma Alex. | Open Subtitles | لا تفترض بأن كلّ من يحضر لرؤيتي شخصٌ تعيس يا (أليكس)؟ |
Herkesi öyle sanma. | Open Subtitles | لا تفترض هذا مع الجميع |
Aklımdakini bildiğini sanma. | Open Subtitles | لا تفترض إنك تعرف ما في دماغي |
Bana yardım edebileceğini sanma. | Open Subtitles | لا تفترض يمكنك مساعدتي. |
Bana yardım edebileceğini sanma. | Open Subtitles | لا تفترض يمكنك مساعدتي. |
Hiçbir şey sanma. | Open Subtitles | لا تفترض شيئًا |
Hiçbir şeyi varsayma. Paketle. | Open Subtitles | لا تفترض أي شيئ ضعها في كيس |
- Asla varsayma McGee. | Open Subtitles | لا تفترض أبداً، يا (ماكغي). |
Hemen en kötü neticeye varma. | Open Subtitles | لا تفترض الأسوأ. |
Ne olduğunu bildiğini varsaymaya kalkma. | Open Subtitles | لا تفترض أنك تعرف ما حدث |