Bu görevde hataya veya ertelemeye yer yok. | Open Subtitles | مع هذه المهمة، ليس هناك مجال لتأخير أو خطأ. |
Bunu ertelemeye... | Open Subtitles | أعطني سببا لتأخير هذا |
- Bunu ertelemenin bir yolu var mı? - Bunu neden yapacaksınız ki? | Open Subtitles | -هل هناك طريقة لتأخير حدوث هذا؟ |
Töreni ertelemenin bir yolu yok mu? | Open Subtitles | ألا يوجد سبيل لتأخير الحفل ؟ |
Çünkü bu gazeteyi seviyorum ve çöküşünü ertelemek için elimden gelen her şeyi yaparım. | Open Subtitles | لأنني احب هذه الصحيفة فسأفعل كلما في قوتي لتأخير زوالها |
Ve bunu daha fazla ertelemek için yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | .ولا يوجد شيء بأستطاعتنا ان نقوم به لتأخير هذا |
İskemik beyin hasarı geciktirmek için aşırı soğuk kullanılarak yapılan bir suni komadır. | Open Subtitles | إنها غيبوبة بإستخدام البرد الشديد ، لتأخير إصابة الدّماغ |
O yüzden bozulmayı geciktirmek için vücudu soğuk tutuyoruz. | Open Subtitles | لهذا نبقي جسده بارداً لتأخير تحلله. |
Cidden, Harold, erkekler neden kaçınılmazı ertelemeye meyilli oluyorlar? | Open Subtitles | بجد (هارولد)، لمْ يسعَ الرجال دائماً لتأخير ما لا مفرّ منه؟ |
Ama eğer idamı ertelemenin bir yolunu bulamazsak 30 gün sonra hiçbir anlamı kalmayacak. | Open Subtitles | -نعمل على ذلك {\an6\pos(240,210)}لكن إن لم نجد وسيلة لتأخير الإعدام {\pos(190,230)}لن يهم الأمر بعد 30 يوماً |
Thomas hakkında çıkan söylentileri zaten araştırdıklarını ve salı akşamı yapılacak oylamayı ertelemek gibi bir niyetleri olmadığını söylediler. | Open Subtitles | .ولا يميلون لتأخير تصويت مساء الثلاثاء لترشيحه |
Dövüşün organizatörleriyle iletişime geçecekler ve dövüşü ertelemek zorunda kalabiliriz ve basını olabildiğince çabuk haberdar etmeye çalışacak. | Open Subtitles | وسوف يكون الاتصال المروجين للحرب وكان من الممكن أننا قد نضطر لتأخير الحرب وقال انه سوف تعالوا نتعرف الصحافة في أقرب وقت ممكن. |
O yüzden bozulmayı geciktirmek için vücudu soğuk tutuyoruz. | Open Subtitles | لهذا نبقي جسده بارداً لتأخير تحلله. |
Uçuş geciktirmek için üzgünüm. | Open Subtitles | اسف لتأخير رحلتك |