| Çoğu insan için, daha iyi bir yaşam sürmek neredeyse imkânsızdı. | Open Subtitles | لأكثر الناس كان هناك فرص ضعيفة جداً لحياه أفضل |
| Sizin sevginiz, yeni ve sağlıklı bir yaşam için Josh'ın sahip olduğu en iyi şans. | Open Subtitles | حُبكم هو أفضل فرصة لدىَ "جوش". لحياه جديدة وصحية. |
| Daha iyi bir yaşam için,değişim için mücadele etmeye! | Open Subtitles | ليقاتلوا من اجل التغيير لحياه افضل |
| En azından artık Fred'in normal bir hayat şansı var. | Open Subtitles | على الأقل * فريد * لديها فرصه الأن لحياه طبيعيه |
| İyi bir hayat şansı için her şeyi arkasında bıraktı. | Open Subtitles | لقد ترك كل شئ ورائه أملا فى الحصول على فرصه لحياه أفضل |
| Onun için. Daha iyi bir hayat. | Open Subtitles | إنه لها, لحياه أفضل |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 