tabii ki büyük anneme de adıyorum. Özellikle aktivist olduğum ve polis tarafından baskı gördüğüm zamanlarda benim için çok önemli bir rol oynadı. | TED | وبالطبع، أهديه أيضاً إلى جدتي، والتي أعتقد أنها لعبت دوراً هاماً كبيراً، وخاصة بالنسبة لي عندما كنت ناشطا، وكنت أتعرض لمضايقات من قبل الشرطة. |
Şüphesiz bu buhran, onun karakterinde oluşan deformasyonda önemli bir rol oynadı. 2 Eylül 1506'da, asiller tarafından başlatılan ayaklanmanın ardından şiddetli bir şekilde tahttan indirildi. | Open Subtitles | ومما لا شك فيه أن هذه الصدمة النفسية لعبت دوراً كبيراً تشويه شخصيته. في الثاني من سبتمبر لعام 1506, خُـلع عن عرشه بقسوة بعد ثورة النبلاء. |
Padma, Carrion'ı ararken Nolcorp'un alınmasında kilit bir rol oynadı şimdi ise Daniel'ın son satın aldığı şey afet yardım şirketi mi? | Open Subtitles | (بادما) لعبت دوراً فعالاً... في كسب "نولكورب" في أثناء البحث عن "كاريون"... والآن آخر عملية شراء لـ (دانيال) تكون لشركة للإنقاذ من الكوارث؟ |
Clark, özellikle okur-yazarlığı ve eğitimi vurgulayarak, mücadelenin her aşamasında çok önemli rol oynamıştır | TED | لكنها لعبت دوراً محورياً في كل مرحلة من مراحل الصراع، خصوصاً، بالتركيز على التعليم والتربية. |
Ama gerçekte güç, tutku rekabet ve saf şans eşit ağırlıkta rol oynamıştır. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة هي أن العاطفة والسلطة والتنافس والصدفة البحتة قد لعبت دوراً بارزاً علي حد سواء |
Ama gerçekte güç, tutku rekabet ve saf şans eşit ağırlıkta rol oynamıştır. | Open Subtitles | وهي الانتصار العظيم للفكر العقلاني ولكن الحقيقة هي أن العاطفة والسلطة والتنافس والصدفة البحتة قد لعبت دوراً بارزاً علي حد سواء |
Ama gerçekte güç, tutku rekabet ve saf şans eşit ağırlıkta rol oynamıştır. | Open Subtitles | وهي الانتصار العظيم للفكر العقلاني ولكن الحقيقة هي أن العاطفة والسلطة والتنافس والصدفة البحتة قد لعبت دوراً بارزاً علي حد سواء |