Ben küçükken buraya geldik, sadece annem ve ben. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى هنا عندما كنت صغيراً أنا و أمي فقط |
Bu kâfileri gebertmek için buraya geldik, şımartmak için değil. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى هنا كي نقتل أؤلائك الزنادقة و ليس تدليلهم |
Biz buraya geldik çünkü burada güvende olacağımızı sandık. Çık dışarı. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى هنا لأننا ظننا أننا سنكون بأمان,إخرج |
Buraya bu kâfirleri öldürmek için geldik, şımartmak için değil. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى هنا كي نقتل أؤلائك الزنادقة و ليس تدليلهم |
Düşün. Bir şeyler bulana kadar bir süreliğine saklanmak için geldik buraya. | Open Subtitles | يا رجل، لقد أتينا إلى هنا للاختباء لفترة |
Usta, buraya vücutlarımızı nasıl geri alabileceğimize dair bir ipucu alabilmek için geldik. | Open Subtitles | معلمتي, لقد أتينا إلى هنا نطلب توجيهك حول كيفية إسترداد أجسامنا! |
San Francisco balık yahnisi için geldik ama genç bey bir anlattı, yengeç bacağını reddedemedik. | Open Subtitles | لن أتمكن من المساعدة لكنكم طلبتم king crab. لقد أتينا إلى هنا لنأكل San Francisco Cioppino, لكن هذا الفتى الشاب جعل king crab legs لا يقاوم. |
Buraya şiddetten kaçmak için geldik, Ajan Gibbs. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى هنا للهروب من العنف، أيها العميل (غيبز). |