Yani ismi ben uydurdum, ama doğru. | Open Subtitles | أعني، لقد اختلقتُ الاسم لكن طبعاً هو حقيقي |
Kardeşim çantasını burada düşürmedi. Bunu ben uydurdum. | Open Subtitles | لمْ يفقد شقيقي حقيبته لقد اختلقتُ ذلك |
Mark küçük, garip şekilli prezervatiflerle ilgili hiçbir şey sormadı. Bunu ben uydurdum. | Open Subtitles | لم يطلب (مارك) أيُ واقيات ذكرية صغيرة بشكل غريب لقد اختلقتُ ذلك كله * على أساس إنها مشيت علينا * |
Onları uydurmuştum. Sana yardım etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد اختلقتُ ذلك الكلام لمحاولة إنقاذك |
Cam'e yaptığından dolayı sana bir ders vermek için uydurmuştum. | Open Subtitles | لقد اختلقتُ هذا حتى أعبث معك فحسب لإهانتك (كيم) |