ويكيبيديا

    "للتعايش" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yaşamanın
        
    • yaşamak
        
    Böyle bir şeyle yaşamanın çok zor olduğunu biliyorum, hepimiz için geçerli. Open Subtitles تدرك كم هذا شي قاسي للتعايش به , لنا كلنا
    Ormana asla teslim olmayız, fakat birlikte yaşamanın yollarını da arıyoruz. Open Subtitles فنحن لانخضع للغابة بدلا من هذا نبحث عن طرق للتعايش مع ذلك
    Öyle kalmasına izin verseydin bir arada yaşamanın bir yolunu bulacaklardı. Open Subtitles إذا كنت تركتها فحسب لكانا وجدا طريقة للتعايش سويًا
    Amerika, tıpkı benim gibi, barış içinde,birlikte varolarak... yaşamak isteyen insanlarla dolu. Open Subtitles شغل امريكا مع الناس التي تريد العيش بسلام للتعايش بالجنة مثلي تماما
    Mesleğimiz gereğiyle varlığıyla yaşamak zorunda kaldığımız şeylerden biri. Open Subtitles هذه بعض الاشياء التى نضطر للتعايش معها فى مهنتنا
    Öyle kalmasına izin verseydin bir arada yaşamanın bir yolunu bulacaklardı. Open Subtitles إذا كنت تركتها فحسب لكانا وجدا طريقة للتعايش سويًا
    Bununla yaşamanın bir yolu var. Kötü duruyor biliyorum, ama hayattasın. Open Subtitles هنالك وسيلة للتعايش مع هذا، أعلم أن الأمر يبدو سيئًا، لكنك حية.
    Toussaint'nin Haiti'si daha iyi bir şekilde bir arada yaşamanın işareti gibiydi. Open Subtitles "كانت "هايتي" في حكم "توسان تمثل طريقة أفضل للتعايش
    İnsanlarla birlikte yaşamanın sırrı yiyebileceğimiz kadarını almaktı. Open Subtitles السر للتعايش مع البشر كان أن تأكل كفايتك لتعيش!
    Eğer Kabil karanlık tarafa geçtikten sonra bununla yaşamanın bir yolunu bulduysa benim de kendimi kontrol altına almam gerekiyor. Open Subtitles إن كان (كاين) قد وجد طريقةً ما للتعايش معها بعد أن إنظم للجانب المظلم فإذًا علي العثور على طريقة لمراقبتها
    Gerginliğin yatışmasını oğluyla oturup birlikte barış içinde yaşamanın bir yolunu bulmamızı istiyor. Open Subtitles لقد طلبت مُهلة لنجلس مع إبنها... ونجد طريقة للتعايش في سلام
    Tek yapabileceğim bununla yaşamanın bir yolunu bulmaya çalışmak. Open Subtitles كلّ ما يمكنني هو... محاولة إيجاد سبيل للتعايش مع بلواي.
    Arkadaşlık birlikte yaşamanın bir gerekliği değildir. Open Subtitles الصداقة ليست متطلبة للتعايش
    Capgras'ın bir tedavisi olmadığını anladık ama onunla yaşamanın bir yolunu bulduk. Open Subtitles أجل, أدركنا أنه لا يوجد (علاج لإيهام (كابغراس لكننا وجدنا الآن طريقة للتعايش معه
    Kabil bununla yaşamanın bir yolunu buldu. Evet. Open Subtitles لقد وجد (كاين) طريقةً ما للتعايش معها - أجل -
    Kızım Laurel öldü ve içki olmadan veya yardım etmeye çalışan insanlara çatmadan bununla yaşamanın yolunu bulmam gerekiyor. Open Subtitles ابنتي (لورل) ذهبت لغير رجعة. وعليّ إيجاد وسيلة للتعايش مع ذلك على ألّا تشتمل الجعة أو تفريغ جام غضبي على الأشخاص الذين يحاولون مساعدتي.
    Tanrı'ya tapınma ihtiyacı, aileyi koruma güdüsü ve doğayla uyum içinde yaşamak. Open Subtitles ,الحاجة الى عبادة الله .... إلى حماية العائلة للتعايش بتوافق مع الطبيعة
    - Bu kadar. Eğer ben bununla yaşamak zorundaysam, sen de öylesin. Open Subtitles فإذا كنت مضطراً للتعايش مع هذا فلابد أن تعايشيه أيضاً
    Bu şansla yaşamak isterim. Open Subtitles إنّني على استعداد للتعايش مع هذا الاحتمال.
    Hala arkadaşımın orada olduğunu biliyorum, ve bu şekilde yaşamak zorunda kalacağım. Open Subtitles أعلم أن صديقي ما يزال بداخلك، وسأضطر للتعايش مع ذلك.
    Ama daha iyi bir bulabilirsiniz Bu yaşamak için bir yol. Open Subtitles لكن يمكن ان تجدى طريقه للتعايش مع الامر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد