Galaksinin genişliğinde, daha önce hiç görmediğimiz, adı konulmamış şeytani güçlerin bizi yemek için beklediği... | Open Subtitles | وباتساع المجرة حيث لا حصر بها لقوى الشر التي لم نرها من قبل لايزالوا ينتظرون , فرصتهم ضدنا |
Ama daha önce hiç görmediğimiz birkaç şey var. | Open Subtitles | لكن هناك بعض الأشياء التي لم نرها من قبل |
Bu da bize hiç görmediğimiz şeyleri ve yerleri keşfetme imkânı sağlıyor. | Open Subtitles | مما تتيح لنا بإكتشاف أماكن وأشياء لم نرها من قبل. |
Hiç görmedik yüzünü, hiç adı geçmedi... | Open Subtitles | ,أعني, لم نرها من قبل ولم نتحدث عنها يوماً |
- Özür dilerim anne. Ama yedi yıldır onu görmüyoruz. | Open Subtitles | ، ولكننا لم نرها منذ سبع سنوات |
Zaman lüksümüz sayesinde, daha önce görmediğimiz şekilde toplu hâlde köpek balıklarını ve orfozları araştırma imkânımız vardı. | TED | ولأننا كنا نملك متسعًا من الوقت، تمكننا من دراسة حيوانات كالقرش والهامور في تجمعات لم نرها أبدًا من قبل. |
Ve bu adamlardan yeteri kadarını aldıktan sonra, daha önce hiç gitmediğimiz yerler veya daha önce hiç görmediğimiz karakterler yaratabilecek fantezi ressamları arayacağız. | TED | وحين نجد الكفاية من هؤلاء، سنرغب في المزيد من الفنانين الخياليين الذي يستطيعون صنع أماكن لم نزورها من قبل، أو شخصيات لم نرها من قيل |
Daha önce hiç görmediğimiz kadar boktan şeyler göreceğiz. | Open Subtitles | سوف نرى أشياء أخري لم نرها من قبل |
Yine de ne istediğimizi biliyorduk ve daha önce sahnede hiç görmediğimiz bir dizi şeyle karşılaştık, sanat, popüler kültür, teknoloji, sosyoloji, antropoloji, çalgı, komedi ve sizi mutlu eden her şey. | TED | لكننا عرفنا ما الذي كنا شغوفين به وقد كانت سلسلة من الأشياء التي لم نرها على خشبة المسرح من قبل أشياء مثل الفن والثقافة الشعبية والتكنولوجيا وعلم الاجتماع والأنثروبولوجيا وآلات الدق والكوميديا واتباع سعادتك |
Daha önce hiç görmediğimiz yaratıklar etrafta. | Open Subtitles | ومخلوقات لم نرها من قبل. |
Ancak hiç kimse bu konuyu gündeme getirmedi. Bunun sebebi, iki ay önce Ebola katlanarak hızlanıyordu ve daha önce hiç görmediğimiz geniş alanlara yayılıyordu. Yakın tarihte görmediğimiz şekilde dünya bu hastalıktan korkmuş, endişeye kapılmış ve alarma geçmişti. | TED | و لكن أحدًا لم يقترح (هزيمة لإيبولا). والسبب في ذلك كان قبل شهرين، عندما كان مرض الإيبولا يتصاعد سريعاً وكان قد انتشر في مناطق جغرافية أكبر و أكثر من أي وقت مضى. حيث كان العالم خائفاً، و قلقاً و حذراً من هذا المرض، بطريقة لم نرها في تاريخنا المعاصر. |
Ödül kayboldu. Bir daha onu Hiç görmedik. | Open Subtitles | إختفت الجائزة, و لم نرها مجدداً |
Bunları daha önce Hiç görmedik. | Open Subtitles | لم نرها أبداً قبل ذلك |
Ama onu görmüyoruz. | Open Subtitles | ولكننا لم نرها إن الأمر يبدو ك... |
Daha önce görmediğimiz şekilde tutarsız. | Open Subtitles | تتعارض بطرق لم نرها من قبل |