Nerede kalıp, ne yiyeceğimi seçmek için hiç fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم يكون هناك وقت لأختيار ماذا سآكل أو أين سأبقى |
David Simon gibi değildi ki, öldü. Simon hiç olmadı. | Open Subtitles | لو لم يكون مثل ان يرحل سايمون لما وُجد ابداً |
Kalan, Tomin'in beyninin hasarlı olmadığını söylüyor, ama kendinde olmadığı çok açık. | Open Subtitles | يقول كالان ان تومن ليس متضرّر بالدماغ، لكن بشكل واضح هو لم يكون نفسه |
Ondan önce bilinen son medeniyet Yunan medeniyetiydi ve başka medeniyette olmayacak. | Open Subtitles | آخر ثقافة معروفة قبل ذلك كانت الثقافة اليونانيّة، و لم يكون هُناك بعدها أيّ ثقافة آخرى. |
Tabii, başka birşeye ihtiyacın olmazsa. | Open Subtitles | ما لم يكون لديك شيء آخر تحتاج القيام به. |
Adama terbiyeli davransaydın, buna gerek olmazdı. | Open Subtitles | لو انك تعاملت مع الرجل بشكل محترم لربّما لم يكون هذا قد حصل |
Gezegenimizin uzun tarihinin büyük bir kısmı, yaklaşık %90'ı boyunca gerçekte buz hiç olmadı. | Open Subtitles | لمعظم تاريخ كوكبنا الطّويل تسعون بالمئة منه فعليّاً لم يكون هنالك جليد مطلقاً |
Yani üç ay boyunca ne bir çalışma ne bir randevu, ne bir bildirim, ne fazla mesai, hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | ولذلك كانت هناك 3 شهور بدون اي عمل ولا اجتماعات ولا مذاكرات ولا ليالي متاخره , لم يكون هناك شي |
Büyümesi hiç kolay olmadı. | Open Subtitles | ناهيك عن أنه لم يكون ذلك المتزايدة من السهل حتى. |
Gerçekten benim olmadı ama ben hayatında kalmak istiyorum. | Open Subtitles | لم يكون لي ابداً, ولكن كنت آمل أن أبقى في حياته |
hayatında hiç başka bir kadın olmadı. | Open Subtitles | لم يكون هنالك أبداً أمرأة أخرى |
Lucy'nin seçme şansı olmadı. Sarah'nın da öyle, değil mi? | Open Subtitles | لوسي , لم يكون لديها اي خيار . و " سارة " ايضاً , اليس كذالك ؟ |
Jack, güreş olmadığı sürece her hafta canlı bir şov yapıyorum. | Open Subtitles | جاك, جعلوني على عرض حي ؛ كل إسبوع ما لم يكون هنالك مصارعة |
Ayağım kaydı ve çok fazla akıntı olmadığı için şanslıydım. | Open Subtitles | من صخره لأخرى حتى وقعت وكنت محظوظ أن التيار لم يكون شديد |
Ve benim yanıma gidecek hiçbir yeri olmadığı için gelmişti. | Open Subtitles | أيضا لقد أتت الي لأنه لم يكون لديها مكان لتقيم فيه |
Eğer kabul etmezseniz, söz veriyorum herhangi bir sıkıntı olmayacak. | Open Subtitles | .. إذا كنتم تريدون الخروج ، لكم كلمتي لم يكون هناك أي ضغائن |
Eğer kabul etmezseniz, söz veriyorum herhangi bir sıkıntı olmayacak. | Open Subtitles | .. إذا كنتم تريدون الخروج ، لكم كلمتي لم يكون هناك أي ضغائن |
Kaledeki İngiliz garnizonu gelip bize saldırınca evlerimiz olmayacak. | Open Subtitles | عودوا لبيوتكم. لم يكون لنا بيو عندما تأتى الحامية الإنجليزية و تحرق كل شىء. - و لسوف يفعلون. |
Eğer 17:15'e kadar oğlumun ismi o listede olmazsa burada birileri ölecek. | Open Subtitles | إذا لم يكون إبنى على تلك القائمة بحلول الـ5 : 15, شخص ما هنا سيموت |
"Seksi Nedir" bölümü olmazsa taslağın ön yarısını dolduramazlar. | Open Subtitles | لا يستطيعون انهاء المجلة ما لم يكون لدينا قسم المثيرات |
Adama terbiyeli davransaydın, buna gerek olmazdı. | Open Subtitles | لو انك تعاملت مع الرجل بشكل محترم لربّما لم يكون هذا قد حصل |
Yani, eğer bu resimler olmasaydı, kimsenin yaşadığımızdan bile haberi olmazdı. | Open Subtitles | اعني , اذا لم توجد الصور لم يكون احد سيعرف ما الموجود ابدا |