Onu öldürmeyeceksin, yüzleşelim bunla. | Open Subtitles | أنت لن تقتله ودعنا نواجه الأمر |
Onu öldürmeyeceksin! | Open Subtitles | - أنت لن تقتله - لا. |
"imkansız ölüm" ateş onu öldürmez, başını kesmek de ve gerçekten çok büyük. | Open Subtitles | لكن النار لن تقتله قطع الرأس لن يجدى لأنه ضخم جداً |
Bu Onu öldürmeyecek ama diz kapağı olmadan daha yavaş hareket eder. | Open Subtitles | لن تقتله ولكن ستبطأ حركته |
Orada birkaç dakikalığına, Onu öldürmeyeceğini düşündürdün. | Open Subtitles | لوهلة ،جعلتني إعتقد، أنك لن تقتله. |
O zaman en azından Onu öldürmeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | إذاَ، على الأقل عدني أنك لن تقتله |
Onu öldürmeyeceksin! | Open Subtitles | انت لن تقتله |
Onu öldürmeyeceksin. | Open Subtitles | لن تقتله |
Onu öldürmeyeceksin. | Open Subtitles | لن تقتله |
Onu öldürmeyeceksin. | Open Subtitles | لن تقتله |
Onu öldürmeyeceksin. | Open Subtitles | - لن تقتله |
onu öldürmez, ama uzaklaştırmak için yeterli acıyı verir. | Open Subtitles | .. لن تقتله ولكنها ستلسعه بما يكفي لتُبقيه بعيداً إلى الأبد |
Daha önce birçok kişiyi öldürdün ama onu öldürmez misin? | Open Subtitles | أنت قتلت من قبل و لكنك لن تقتله |
Bir gece kalmak onu öldürmez. | Open Subtitles | لن تقتله ليلة واحدة |
Onu öldürmeyecek, Randy. | Open Subtitles | لن تقتله راندي |
Hayır, Onu öldürmeyecek. | Open Subtitles | لا، لن تقتله |
Götürün onu buradan. Onu öldürmeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | ـ أبعدها من هنا ـ لقد قلت أنّك لن تقتله |
Onu öldürmeyeceğini söylemiştin | Open Subtitles | لقد قلت أنك لن تقتله |
Onu öldürmeyeceğine yemin etmiştin. | Open Subtitles | أقسمت لي أنك لن تقتله |
Onu öldürmeyeceğine bana söz verdin. | Open Subtitles | أقسمت لي أنك لن تقتله |
- Öldürmeyeceksin. Anlamıyorsun değil mi? | Open Subtitles | هيا, يكفي لن تقتله |