Bu sürtükler burada olduğum için bana para vermeli. | Open Subtitles | هؤلاء العاهرات يجب أن يدفعوا لى المال لأجلس هُناٍ |
Bu sürtükler benim çocuğumla da eğlenebilirler. | Open Subtitles | هؤلاء العاهرات سيسخرون من طفلي؟ |
Diyorum ki... Havalanlarındaki o kaltakları kızdırma. | Open Subtitles | إنما أقول "إيّاك أن تزعج هؤلاء العاهرات بالمطار" |
Zor olan kısmı ise, gerçekten bu kaltakları seviyor gibi yapmak. | Open Subtitles | الجزء الصعب سيكون, التظاهر بأنني أحب هؤلاء العاهرات الغبيات. |
Sen yemeğini ye. Bu orospulara aldırma, ye. | Open Subtitles | فلتأكل, لاتعر هؤلاء العاهرات انتباهك كُلْ |
Dışarıdaki zombi fahişelerin yapabildiklerini yapana kadar da öyle kalacaksın. | Open Subtitles | أنت عديمة الفائدة حتي يكون في أستطاعتك أن تفعلي مثلما يفعلون هؤلاء العاهرات الزومبي |
Lanet olsun, Bu sürtükler harika! | Open Subtitles | اللعنة على هؤلاء العاهرات |
Diyorum ki sakın havaalanlarındaki o kaltakları kızdırma. | Open Subtitles | إنما أقول "إيّاك أن تزعج هؤلاء العاهرات بالمطار" |
Zor olan kısmı ise, gerçekten bu kaltakları seviyor gibi yapmak. | Open Subtitles | الجزء الصعب سيكون, التظاهر بأنني أحب هؤلاء العاهرات الغبيات. |
Havaalanlarındaki bu kaltakları kızdırmayın. | Open Subtitles | لا تزعج هؤلاء العاهرات بالمطار |
Ve sen de Old Town'daki orospulara patronun kim olduğunu göstereceksin. | Open Subtitles | وأنت تريد أن تري هؤلاء العاهرات المتموضعات في المدينة القديمة من هو الرئيس الفعلي |
Öyle mi, yoksa Taylandlı fahişelerin bir şey hissettiğine inanmak için mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أهذا صحيح، أو أنك تقنعُ نفسك بأن هؤلاء العاهرات يشعرون بشيئاً؟ |