Evet, Bu daha çok eğitim gezisi gibi bi şey. | Open Subtitles | في الواقع هذا أقرب لأن يكون في رحلة ميدانية |
Bu daha çok jöle ve dondurma gibi. | Open Subtitles | إن هذا أقرب ما يكون بـ... حلوى الهلام والآيس كريم. |
Yapma. Bu daha çok Pazar gününün olayı gibi duruyor. | Open Subtitles | هذا أقرب الى شيء يتم يوم الأثنين |
Öylece gider. Yapabileceğim en yakın benzetme bu. | TED | ولكن هذا أقرب تقريب من الممكن ان احصل عليه |
Burası kalabalığın dikkatini çekmeyeceğimiz en yakın yer. | Open Subtitles | هذا أقرب مكان يمكننا ان نقترب إليه بدون لفت انتباه الحشد |
Albay, bu nerdeyse delilik. | Open Subtitles | كابتن المجموعة , هذا أقرب إلى الجنون |
Albay, bu nerdeyse delilik. | Open Subtitles | كابتن المجموعة , هذا أقرب إلى الجنون |
Bu daha çok "fokal distoni" gibi duruyor. | Open Subtitles | هذا أقرب إلى خلل أوتار بؤري |
Bu daha çok senin tarzın, değil mi? | Open Subtitles | هذا أقرب إلى أسلوبك، صحيح؟ |
Yıllar boyu yapmış olduğu kamera kayıtları içinde bu, Tradewell in davetsiz misafirlerle en yakın karşılaşmasıdır. | Open Subtitles | من بين كل هده التسجيلات التي تمت على مدار سنوات هذا أقرب مشهد لتريديول مع الغرباء |
Şimdilik, yardım sinyaline en yakın şey bu. | Open Subtitles | للوقت الراهن، هذا أقرب ما لدينا لطلب استغاثة. |
Evet, babam Dünyanın Cennete en yakın yer olduğunu söyler. | Open Subtitles | أجل, يقول أبي إن هذا أقرب ما في الأرض من الجنة |
Ya bu şüphelinin yakalanmadan tiyatroya en yakın olma şekliyse? | Open Subtitles | ماذا لو ان هذا أقرب ما يمكن للجاني ان يقترب به من المسرح بدون ان يلقى القبض عليه؟ |