O sözü vermeye hakkın yoktu. Beni öldürseler bile. | Open Subtitles | لم يكن لديك أي حق في قطع هذا الوعد على نفسك، حتى لو قتلوني. |
Keşke hep yanında olacağımı söyleyebilseydim ama her nedense O sözü tutamayacakmışım gibi geliyor. | Open Subtitles | ليت بوسعي أن أقول أنني سأكون موجودة دائماً لأجلك لكن أشعر بأنني قد أعجز عن حفظ هذا الوعد |
Bazı şeylerin değişecegine dair bir söz verip O sözü tutmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف أنني وعدتكي أن الأمور ستتغير وبعد ذلك أخلفت هذا الوعد |
Anılarım silinse bile... Kalbim her zaman bu sözü hatırlayacak. | Open Subtitles | ربما ذاكرتي قد تختفي لكن قلبي سوف يتذكر هذا الوعد |
Böyle bir sözü kabul etmektense dilenmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل أن أتسول علي أن أقبل هذا الوعد |
sözümü tutmak için uğraşmadığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | تظنين انى لم ابذل كل مالدى لابقى هذا الوعد |
Asla bu tür bir söz vermemeliydin. Senden neler isteyeceğine dair hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | لم يكن عليك ابداً أعطاء هذا الوعد ليست لديك فكرة عما يمكن أن تطلبه منك |
Aslında birbirinize O sözü vereceğinize takım olmak için söz verebilirsiniz | Open Subtitles | لكن بالواقع أنتم قطعتم هذا الوعد لبعضكما، وعد أن تكونا دوماً فريق، |
- O sözü tutma niyetindeyim. - Ben de emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | وأعتزم الحفاظ على هذا الوعد حسنا، أريد أن أكون متأكدا |
Birlikte yaşlanacağımıza söz verdi ve şimdi O sözü hiçe sayıyor. | Open Subtitles | هي وعدتني ان نكمل حياتنا معا و كسرت هذا الوعد |
- O sözü almadan bir adım daha atmam. | Open Subtitles | - و لا خطوه حتى تعطينى هذا الوعد |
Ve bil ki, sana O sözü tutturacağım. | Open Subtitles | ...و لعلمك سأحاسبك على هذا الوعد |
Jack'in nefretiyle O sözü bozmak arasında bir seçimse bu her seferinde Harvey'i seçiyorum. | Open Subtitles | و اذا كان علي أن أختار بين أن يكرهني (جاك) و كسر هذا الوعد فسأختار (هارفي) كل مرة |
Ama O sözü tutamayacağım! | Open Subtitles | لم أستطيع أن أعطيها هذا الوعد |
Beni cihaza aktarmadan önce bana bu sözü vermiştin. | Open Subtitles | أنت قطعت لى هذا الوعد عند تخزينك لنمطي في الجهاز |
10 yaşındayken seninle konuşmamaya yemin etmiştim ve on sekizime geldiğimde bu sözü tutmuştum. | Open Subtitles | و عندما كنتي بالعاشرة اقسمت اني لن اكلمك ابدا و عندما كان عندي 18 عام حفظت هذا الوعد |
bu sözü verebilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري بذلك لا استطيع أن أقطع هذا الوعد |
Böyle bir sözü kabul etmektense dilenmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل أن أتسول علي أن أقبل هذا الوعد |
Belki öyle ama sözümü tutmazsam Troy'la gitmek zorunda kalacak ve ben de bu vicdan azabıyla yaşamak zorunda kalırım. | Open Subtitles | لربما. لكن لن أكسر كلمتي، حتى لو عاشت مع تروي، يجب أن أعيش مع هذا الوعد. |
Ne tür bir söz bu? | Open Subtitles | من أى نوع هذا الوعد ؟ |