Bu sadece... Bütün bu bilgiyi toplamak, haftalar sürer, belkide aylar. | Open Subtitles | الأمر فحسب أن هذا سيستغرق عدّة أسابيع، وربما شهوراً، لتجميع هذه المعلومات |
Numarasını almam beş dakika sürer. | Open Subtitles | هذا سيستغرق مني 5 دقائق للحصول على رقم هاتفها أمهلني دقيقتين |
- Yaa. Anne, çok üzgünüm ama işim biraz daha sürecek. | Open Subtitles | أمي , انا في غاية الآسف لكن هذا سيستغرق بعض الوقت |
Üstelik ondan kurtulmak... çok uzun sürecek. | Open Subtitles | غير ذلك. التخلص من هذا سيستغرق وقتاً طويلاً |
Yürüyen ya da uçan ne varsa seferber ettim... ama oraya gelmeleri zaman alır. | Open Subtitles | لايزال حيا إننا نفتش عنه في كل مكان ولكن هذا سيستغرق وقتا |
Sadece bir dakika alacak, siz bitirinceye değin beklememi istemezseniz. | Open Subtitles | هذا سيستغرق لحظة فقط مالم تفضل انتظاري حتى تكمل |
Bu, bazılarımızda daha uzun sürüyor, hepsi bu. | Open Subtitles | و لكن هذا سيستغرق مع بعضنا وقتاً أطول من البعض الآخر |
Kurbanların kimliklerine dair temiz bir resmin alınması birkaç hafta sürecektir... | Open Subtitles | ولكن هذا سيستغرق لأسابيع قبل توضيح الصورة الكاملة عن ماهية الضحايا |
Batar. Bir hafta falan sürer ama batar. | Open Subtitles | سيغرق , هذا سيستغرق اسبوع او اكثر لكنه سيغرق |
Batar. Bir hafta falan sürer ama batar. | Open Subtitles | سيغرق , هذا سيستغرق اسبوع او اكثر لكنه سيغرق |
Su pompası bozulmuş. Yeni bir tane sipariş edebilirim, ama getirmeleri bir iki gün sürer. | Open Subtitles | مضخة المياة دُمرت تماما , يمكنني أن أطلب لكم واحدة جديدة ولكن هذا سيستغرق يوما أو اثنين |
- Bir gün sürer. - Biliyordum! | Open Subtitles | هذا سيستغرق يوم على الأقل أوة, كنت اعرف هذا |
Bu uzun sürecek gibi. Bazı işleri ertelemeniz gerekebilir. | Open Subtitles | إن هذا سيستغرق فترةً, لذا يجب .أن تؤخروا بعض أعمالكم |
Bu iş bir hafta, fazla on gün sürecek. | Open Subtitles | هذا سيستغرق أسبوعاً وربما 10 ايام على الأكثر |
Ama bu sadece bir dakika sürecek. | Open Subtitles | لكن هذا سيستغرق دقيقة واحدة كل ما عليه فعله هو نقلي |
Bu birkaç dakika alır. Bu arada paranın izini sürmeniz lâzım. | Open Subtitles | هذا سيستغرق بضع دقائق ، وفى اثناء هذا يجب ان تتبع آثر المال |
Seninle ikimiz, oğlum, biraz zaman alır ama sonunda oraya varacağız. | Open Subtitles | , أنا و أنت، هذا سيستغرق منا بعض الوقت لكننا سنصل لهذه المرحلة |
Potasyumun etteki değişimi tetiklemesi bir kaç dakikasını alır. | Open Subtitles | هذا سيستغرق لحظات قليلة فحسب للبوتاسيوم الموجود في اللحم ليحُدِث العملية |
Eğer bize biraz insan gücü yollamazsanız, bu biraz zaman alacak. | Open Subtitles | هذا سيستغرق بعض الوقت إلا اذا اعرتينا بعض القوة العاملة |
Belki otele gitmek istersin. Biraz zaman alacak. | Open Subtitles | قد تريد العودة الى الفندق هذا سيستغرق وقتاً |
Size yolu tarif edebilirim ama korkarım geri dönmeniz biraz zaman alacak. | Open Subtitles | يمكننيارشادكماللطريقالصحيح, لكنني أخشى أن هذا سيستغرق بعض الوقت للعودة |
Bu düşündüğümden daha uzun sürüyor. | Open Subtitles | هذا سيستغرق وقت أكثر مما توقعت |
Tahmin ettiğimden biraz daha uzun sürüyor. | Open Subtitles | هذا سيستغرق وقتاً أطول مما أتوقع |
Kurbanların kimliklerine dair temiz bir resmin alınması birkaç hafta sürecektir... | Open Subtitles | ولكن هذا سيستغرق لأسابيع قبل توضيح الصورة الكاملة عن ماهية الضحايا |