"هذا ليس وقتاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• zaman değil
• zamanı değil
• sırası değil

Bana ziyaretini haber vermeliydin. Pek uygun bir zaman değil.
كان يجب أن تخبريني قبل حضورك هذا ليس وقتاً مناسباً

Tatlım, şu an hiç uygun bir zaman değil.
عزيزي، هذا ليس وقتاً مُناسباً. أنتِ تقولين ذلك.

Önemli bir görüşmedeyim, şuan konuşmak için iyi bir zaman değil.
أنا في مقابلة الآن، لذا هذا ليس وقتاً مناسباً للتحدث

- Çöpçatanlığın zamanı değil.
هذا ليس وقتاً مناسباً لتعثري لي على عشيق

Kendine verdiğin değeri ölçmenin zamanı değil.
هذا ليس وقتاً مناسباً لإعادة تقييم ثقتك بنفسك

Biliyorum anne, ama sen hastayken bunun sırası değil.
انا , لا أعلم عندما تكوني مريضة هذا ليس وقتاً طيباً

- İnan ya da inanma, iyi bir zaman değil.
،مرحباً، صدق أو لا تصدق .هذا ليس وقتاً مناسباً

Artık her kimsen şu an masaj, striptiz veya icra edeceğin sosyal performans için uygun bir zaman değil.
أيّاً كنت، هذا ليس وقتاً مناسباً لتدليك أو رقص تعري أو أيّ عمل مجتمعي ربما تقوم به.

Şimdi tam buradasın. Gurur yapılacak zaman değil.
‫أنت في منحة الآن ‫هذا ليس وقتاً مناسباً للكبرياء

- 30 ile 45 saniye arası. Birini kurtarmak için pek de yeterli bir zaman değil, değil mi?
هذا ليس وقتاً كافياً لعملية إنقاذ أليس كذلك؟

Eski testleri incelemek için yeterli bir zaman değil.
هذا ليس وقتاً كافياً للاطلاع على الاختبارات السابقة

Üzgünüm dostum hiç iyi bir zaman değil.
أنظر، آسف يا رجل. ولكن هذا ليس وقتاً مناسباً.

Belki de bu iyi bir zaman değil.
إذاً ربما هذا ليس وقتاً ملائماً

İyi polis, kötü polis oynamanın zamanı değil.
هذا ليس وقتاً مناسباً للعبة الشرطي الجيد والشرطي السيء

Dostumuz az önce öldürüldü. Gerçekten şimdi bunun zamanı değil.
أصدقائي، تم قتل شقيقهم تواً هذا ليس وقتاً مناسباً

Bilim dersi zamanı değil. Gidelim.
حسناً، هذا ليس وقتاً مناسباً لدرس في العلوم، لنذهب.

Şimdi yavaşlamanın zamanı değil.
هذا ليس وقتاً جيدا لتكون بطيءً فيه

Homer, yemek düşünmenin zamanı değil.
هذا ليس وقتاً مناسباً للتفكير في الطعام

Konu her neyse, şimdi zamanı değil.
مهماكانالأمر, هذا ليس وقتاً مناسباً

Kahramanlık yapmanın sırası değil. Nerede o?
اصغي يا صديقي، هذا ليس وقتاً مناسباً للعب دور البطل.

Takılıyorum be. Şimdi sırası değil, biliyorum.
أنا أمزح معكَ, أنا أعلم أن هذا ليس وقتاً جيداً حسناً لنذهب

Şimdi devi uyandırmanın sırası değil.
هذا ليس وقتاً مناسباً لتثير فيه غضب الوحش ..