Şunları al. Orada da su var. | Open Subtitles | خذي هذه، هناك مياه هناك استمارة زرقاء للحارس |
Dışarıda kötü yapay su var ve yaşam desteğine bağlı üç kurban. | Open Subtitles | هناك مياه صناعيه ضاره بالخارج , ولدينا الضحية الثالة على أجهزة دعم الحياة. |
- Hayır, kamp yerine döndüler ama yakınlarda tatlı su var ve senin de kullanmaya ihtiyacın var gibi görünüyor. | Open Subtitles | كلا، هم في المخيم لكن هناك مياه عذبة بالقرب ويبدوا أنك تحتاجين الى الماء |
Zor olduğunu biliyorum ama yeteri kadar su yok, anlıyor musun? | Open Subtitles | أعلم أنه صعب لكن لم تكن هناك مياه كافية, أليس كذلك؟ |
Peki bu su birikintisinde su olacak mı? | Open Subtitles | إذن، هل سيكون هناك مياه في حفرة المياه؟ |
Su geliyor! | Open Subtitles | هناك مياه |
Her yerde su var. Yayılıyor. | Open Subtitles | هناك مياه في كل مكان وهو آخذ في الانتشار. |
Ocakta kaynar su var. Adam, aceleyle çıkmış. Büyük bir mermi. | Open Subtitles | هناك مياه مغلية على الموقد, يبدو ان الرجل انصرف على عجل, إنها رصاصة كبيرة! |
Ben gidiyorum, orada sıcak su var. | Open Subtitles | هناك مياه ساخنة |
Nereden baksan 1 metre su var orada! | Open Subtitles | فيه هناك مياه بعمق 3 أقدام |
Yakında su var. | Open Subtitles | هناك مياه قريبة |
Aşağıda su var. | Open Subtitles | هناك مياه بالأسفل |
Orada taze su var. | Open Subtitles | هناك مياه عذبة |
Atın için su aryorum, ama burada su yok. | Open Subtitles | أنا أبحث عن الماء لحصانك ولكن ليس هناك مياه هنا |
Pekala, Richardson'u o gece marinada gören tanıklar var; orada tatlı su yok. | Open Subtitles | لدينا شهود رأوا (ريتشارسون) بالقرب- من المارينا فى تلك الليله ولايوجد هناك مياه عذبه |
Gittiğimiz yerde çok su olacak. | Open Subtitles | هناك مياه كثيره حيث سنذهب |
Su geliyor! | Open Subtitles | هناك مياه! |