ويكيبيديا

    "يصرخ على" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bağırıp
        
    • bağırıyordu
        
    • bağırmaya
        
    Olmayan insanlara bağırıp gecenin bir yarısı salondaki kilimi yakan ben değilim. Open Subtitles لست أنا من يصرخ على أناس ليسوا موجودين ويقوم بإحراق سجاده الصاله في منتصف الليل
    Bir yerlerde yangın olduğunu bağırıp duruyordu. Deli gibi davranıyordu. Open Subtitles كان يصرخ على الكل حيال نار في مكان ما هائج كرجلٌ مجنون
    Bahçıvanın tekine otlarla ilgili bağırıp çağırdığını bile hayal edebiliyorum. Open Subtitles أتخيل رؤيته يصرخ على عامل الحديقة بشأن كل الحشائش
    Bir içki dükkanın önünde dikilip ordan geçen herkese bağırıyordu. Open Subtitles كان وافقًا خارج حانة يصرخ على أي أحد يسّير في الشارع.
    Baban dün gece arka bahçemde durup bana bağırıyordu sonrasında nihayet uyuyabildim uyandığımda ise bir ağaca bağlı hâldeydim ve yüzümde penisler vardı. Open Subtitles والدك كان في حديقتي يصرخ على طوال الليل وبعد أن استطعت النوم أخيرا استيقظت مقيدا بشجرة ومع قضيب على وجهي
    Cansız nesnelere falan bağırıyordu. Open Subtitles حيث أنّه كان يصرخ على الأشياء الجامدة
    Bir şeyin yeri değişse, kızıp, bağırmaya başlıyor. Open Subtitles يصرخ على كل شيء اذا وجد شيئا في غير مكانه بدأ بالصراخ
    Gelir gelmez herkese bağırmaya... ve emirler yağdırmaya başlamıştı. Open Subtitles ‫منذ البداية، كان يصرخ على الناس ‫ويأمر الجميع
    Temel olarak Bostonlu pislik herifin teki penisine bağırıp yeniden kendine gelmesi için onu korkutacak. Open Subtitles ماهي؟ حسناً في الأساس شخص من بوسطن يصرخ على أعضائك ليخيفها كي تعمل من جديد
    Benim büyükbabam bana bağırıp sigara içer sadece. Lanet olsun! - Yardım et ona. Open Subtitles جدي فقط يصرخ على التلفاز و يدخن ـ ساعديها، ساعديها ـ تباً، حسنا، حسناً!
    Geç kaldığı için Paul'e bağırıp duruyor. Open Subtitles -إنه دائماً يصرخ على (بول) لأنه يأتي متأخراً
    Neden sürekli kuşa bağırıp duruyor? Open Subtitles -لمَ يصرخ على العصفور؟
    Yönetmen Ra Im'e bağırıyordu, ama sonra "Çok para kazanıyorum" geldi... Open Subtitles المخرج كان يصرخ على را إم و لكن " أنا اكسب الكثير من المال" جاء
    Nikki'ye bağırıyordu. Çok kızmışa benziyordu. Open Subtitles لقد كان يصرخ على نيكي ، لقد كان غاضبا
    Yangın musluğuna delice bağırıyordu. Open Subtitles كان يصرخ على صنبور إطفاء الحرائق
    O anı Erthan Bier'e sorduğumda o kadar heyecanlandı ki telefonda resmen bağırıyordu. TED عندما سألت (إيثان بيير) عن هذه اللحظة، أصبح متحمساً جداً لدرجة أنه كان حرفياً، يصرخ على الهاتف.
    Hayır. O hayata bağırıyordu. Open Subtitles كلا, كان يصرخ على الحياة
    Biri ötekine bağırmaya başlamış. Open Subtitles القندس بدأ يصرخ على القندس الآخر
    Biri ötekine bağırmaya başlamış. ""Seni salak kunduz,"" demiş. Open Subtitles القندس بدأ يصرخ على القندس الآخر قال : "أيها القندس الغبي"

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد