Eğer esas nesne bir insansa, kızımı geri getirebilme ihtimali akla mantıklı geliyor. | Open Subtitles | وإذا كان الغرض الآولى شخص فمن المنطقى أن يكون قادراً على أعادة إبنتى |
Ama görenler ve kahinler bir listesini yaptık ve öngörmek mümkün olabilir herkes onu geri almak için mücadele etmek gerekir kim. | Open Subtitles | . لقد صنعت قائمة بالعرافين و الحكماء و أي أحد قد يكون قادراً على التنبؤ . من يجب أن نقاتل حتى نستعيده |
Ve bunu bildiğiniz için sizinle çalışamazdı, bu yüzden sizinle bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | وقام بعقد صفقة معك بعلمه أنّه لن يكون قادراً على العمل من جديد. |
Leo onları duygusu ve iyi olduğundan emin olmak için mümkün olacak. | Open Subtitles | ليو قد يكون قادراً على الإستشعار بهم و التأكد من أنهم بخير |
O kasının bir daha asla olması gerektiği gibi kasılamayacağı anlamına geliyor. | Open Subtitles | يعني لن يكون قادراً في تقليص تلك العضلة عندما يحاول فعل ذلك. |
Yoksa o sadece aşağılanmışların tahammül edebilmeleri için kullandığı bir ilaç mı? | Open Subtitles | أم أن هذه الكلمة هي مجرد تخدير هل يستعملها الذليل لكي يكون قادراً على التحمل؟ |
Sinagogda kendisine iyi bir yer edinemez. | Open Subtitles | سيقتل هذا أبي لن يكون قادراً على الحصول على مقعد جيد في الكنيس |
bir aktör herhangi bir rolü yapabilir, değil mi? | Open Subtitles | على الممثل أن يكون قادراً على تمثيل أي دور كان, أليس كذلك؟ |
Mersi, bu doğru. bir katil ya da kurban rolü oynayabilmeli, ve şarkı söyleyebilmelidir. | Open Subtitles | كلامك صحيح, يجب على الممثل أن يكون قادراً على لعب دور القاتل |
Arıların herhangi bir türünden insanı yeterli sayıda arı soktuğu zaman bunun öldürücü olduğu kanıtlanmıştır. | Open Subtitles | أي نوع من النحل يمكن أن يكون قادراً, على أن يلسعك العدد الكافي منها. |
Bence bir şey yaptığınızda insanların yüzüne bakabilmelisiniz. | Open Subtitles | على الشخص أن يكون قادراً على مواجهة الناس بعد ذلك |
...ayın üzerinde sahneye sükseli bir giriş yapmalı diye düşünüyordu. | Open Subtitles | يجب أن يكون قادراً على كسب الكثير من الاهتمام إذا خرج مع قمر |
Ama Sharon ve Dan, Kanada'da Lauren'ın yüzüne gülümseme yerleştirebilecek bir cerrah bulmuşlar. | Open Subtitles | لكن شارون و دان عثرا على جراح في كندا ربما يكون قادراً على رسم الابتسامة على وجه لورين |
Allahtan, doktorluğun bir kısmı da doğaçlama yapabilmektir. | Open Subtitles | لحسن الحظ, من مهمة الطبيب أن يكون قادراً على الإرتجال |
Bunun gibi bir çocuk okula gidebilecek. | Open Subtitles | وطفل مثل هذا سوف يكون قادراً علي الذهاب الي المدرسة |
Ama şişlikleri inerken bazı hislerini geri kazanması da mümkün. | Open Subtitles | لكن بينما الورم يزول من المحتمل أن يكون قادراً على إستعادة بعض الشعور |
Ama en azından o tekrar yapmak mümkün asla. | Open Subtitles | لكن على الاقل هو لن يكون قادراً على فعل ذلك ثانية |
Evet ama bir dahaki sefere bunu yapması mümkün olmayacaktır. | Open Subtitles | أجل ولكنه لن يكون قادراً على فعلها بالمرة القادمة |
Disket yuvaya tam oluyor artık ama bunu okuması mümkün değil. | Open Subtitles | أجل ، جيدة المدخل يمكن أن يناسب القرص الآن لكن لن يكون قادراً على قراءته |
O kadar kısa süre içinde benimle ya da başkalarıyla ilgili planlar yapması mümkün müdür? | Open Subtitles | أكان يمكن أن يكون قادراً على التفكير... بي وبالآخرين أثناء تلك اللحظات القليلة؟ |