Tamamen güvenilir değil, pahalı ve zaman alıcı. | TED | ولا يمكن الاعتماد عليها ، وهي مكلفة أيضا وتستغرق وقتا طويلا. |
Teçhizat kullanımı, bana her daim daha güvenilir gelmiştir. | Open Subtitles | دائماً أعتقد أن المعادن الصلبة يمكن الاعتماد عليها أكثر |
John her zaman için güvenilir bir erkekti. | Open Subtitles | وكان جون يمكن الاعتماد عليها باعتبارها بال كما غال يمكن أن نأمل من أي وقت مضى ل. |
Şu anda uydularımız nedense güvenilmez durumda. | Open Subtitles | لا أسمعك؟ في هذه اللحظة أقمارنا الصناعية لا يمكن الاعتماد عليها الى حد ما |
Tamamen güvenilmez bir sarhoştu. | Open Subtitles | لقد كانت مخمورة كليا و لا يمكن الاعتماد عليها |
güvenilir, çok kullanılmamış, çarpış test sonucu hayli iyi. | Open Subtitles | يمكن الاعتماد عليها احتراق جيد للوقود وواقى صدمات جميل وفعال لسياره مكشوفه |
Mutlak anlamda sağlam, güvenilir bir alet. | Open Subtitles | انها بالتأكيد مُستقرة آداة يمكن الاعتماد عليها |
Görgü tanıklarının ifadeleri güvenlik kamerası kadar güvenilir değildir. | Open Subtitles | شهود العيان لا يمكن الاعتماد عليها كما وكاميرا الأمن. الآن كنت هناك. |
İlk olarak kendisi güvenilir ve çok çok iyi bir kızdır. | Open Subtitles | اولاً, أن اقول انه يمكن الاعتماد عليها وانها فتاة رائعة |
Sorumlu ve güvenilir olduğunu kanıtla. | Open Subtitles | التي تثبت كنت مسؤولا , يمكن الاعتماد عليها. |
Arvind güvenilir bir muhbir gibi görünüyor. | Open Subtitles | ارفيند يبدو أن يمكن الاعتماد عليها مخبرا. |
Bizimle beraber savaşacaksa güvenilir olduğunu bilmeliyiz. | Open Subtitles | هو سيقاتل نعنا في المعركة نحن بحاجة إلى معرفة أنه يمكن الاعتماد عليها. |
- Dünyadaki en güvenilir herif kesinlikle sen değildin. | Open Subtitles | لم تكن بالضبط أكثر رجل يمكن الاعتماد عليها في العالم. ماذا؟ |
güvenilir bir azınlığı, dikkati dağınık ve ilgisiz bir çoğunluğa tercih ederim. | Open Subtitles | فأنا أقول، أن يكون لدينا قلّة يمكن الاعتماد عليها من أن يكون لدينا حشد كبير مشتّت وغير مبالِ |
Tek başına bir bilgiye daha hızlı ulaşabiliyor olmak onun daha güvenilir olduğu anlamına gelmez ve aynı şekilde, onu hepimizin aynı şekilde yorumlayacağı anlamına da gelmez. | TED | مجرد أن وسيلة الوصول إلى المعلومات أسرع لا يعني بالتأكيد أنه يمكن الاعتماد عليها أكثر ولا يعني بأننا جميعًا سنفسر المعلومات بطريقة مشابهه. |
Tamamen sonuna kadar güvenilir. | Open Subtitles | .يمكن الاعتماد عليها تماما تماما |
Hesaplamalarımın bir kısmını tanık ifadesine göre yapmıştım, ...ki doğası gereği elbette güvenilmez, fiziksel kanıtların aksine. | Open Subtitles | لقد أقمتُ جزءًا من حساباتي على شهادة الشهود وهي بطبيعتها لا يمكن الاعتماد عليها على خلاف الأدلة المادية |
Tamamen güvenilmez biri. | Open Subtitles | انه لا يمكن الاعتماد عليها كليا. |
O, güvenilmez ve her zaman meşgul. | Open Subtitles | لا يمكن الاعتماد عليها وهي غائبة |
Anneme güvenilmez. | Open Subtitles | أمّي لا يمكن الاعتماد عليها. |
Tamamen güvenilmez biri. | Open Subtitles | لا يمكن الاعتماد عليها بتاتاً |