- Onu durdurmak için yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء ما يمكن القيام به لمنعها. |
Keşke inanmanız için yapabileceğim bir şey olsa. | Open Subtitles | أود فقط كان هناك شيء ما يمكن القيام به لاقناع لكم. |
Yapabileceğin en iyi şey, önümüzdeki Şükran Günü'nde dayanmak olabilir. | Open Subtitles | وهذا أفضل ما يمكن القيام به مع تحدّي عيد الشكر القريب. |
Yapabileceğin hiçbir şey beni daha iyi yapamaz. | Open Subtitles | لا شيء يمكن القيام به من أي وقت مضى من شأنه أن يجعل لي يشعر على نحو أفضل. |
Bu tür şeylerden öte bir tıp doktorunun yapabileceği pek birşey yoktu. | TED | تتجاوز هذه الأنواع من الأمور، لم يكن لدى طبيب كثير الذي يمكن القيام به. |
Yetişkin bir yaban ayısının bir adama neler yapabildiğini gördün mü? | Open Subtitles | هل شاهدتم ما دب أسود كامل نما يمكن القيام به لرجل؟ |
Bana neyi yapıp yapamayacağımı söyleyecek birini istemiyorum. | Open Subtitles | وليس إلى شخص يقول لي ما يمكن وما لا يمكن القيام به |
Kaplumbağaların yumurtalarını korumak için yapabilecekleri çok az şey var. | Open Subtitles | ليس هناك شيء يمكن القيام به السلاحف للدفاع عن موقعهم |
Böylece şunu demeniz mümkün: "Eşcinsel olan oğlumun eğer bir erkek arkadaş bulursa cehenneme gitmemesi için kafasını kestim. Onun için yapabileceğim en merhametli şey bu idi. " | TED | لكي تقول .. لان إبني شاذٌ جنسيا وانا اعلم انه ذاهب للجحيم ان مارس الشذوذ فقد قطعت راسه .. لان هذا التصرف الاكثر حبا يمكن القيام به معه |
yapabileceğim tek şey bu. | Open Subtitles | هذا هو أفضل ما يمكن القيام به. |
Mantıklı olan yapabileceğim her şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما يمكن القيام به. |
Keşke yapabileceğim bir şey olsa. | Open Subtitles | أود أن كان هناك شيء يمكن القيام به. |
Keşke bunu kolaylaştırmak için yapabileceğim bir şey olsa. | Open Subtitles | وأود أن كان هناك شيء ما يمكن القيام به لجعل الأمر أكثر سهولة. - ولكن أنا بخير. |
Yeteneğinle Yapabileceğin bir sürü şey varken niye kolluk kuvvetlerindesin? | Open Subtitles | من كل الأشياء التي يمكن القيام به مع مواهبك، إنفاذ القانون؟ |
Yani Yapabileceğin o herhangi bir şey... | Open Subtitles | لذلك، "أي شيء يمكن القيام به من أي وقت مضى. " أنا هنا. |
- Yapabileceğin hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء يمكن القيام به. |
Acilin senin için yapabileceği pek fazla bir şey kalmadı. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير من أن ER يمكن القيام به لمساعدتك. |
Ama bu konuda yapabileceği fazla bir şey yok. | Open Subtitles | ولكن ليس هناك الكثير يمكن القيام به حيال ذلك. |
Naftalinle kaplamak yapabileceği en iyi şeydi. | Open Subtitles | حبات النفتلين كان أفضل ما يمكن القيام به |
Sekiz şiddetinde bir depremin şehre neler yapabildiğini gördün. | Open Subtitles | لقد سمعت ما ثمانية على مقياس ريختر يمكن القيام به لمدينة. |
İnsanların neleri yapıp yapamadığımızla ilgili ne düşündükleri umurumuzda değil. | Open Subtitles | لا يهمنا ما الناس اعتقد اننا يمكن وما لا يمكن القيام به. |
Oliver yok artık ve dördümüzün yapabilecekleri kısıtlı. | Open Subtitles | هو ذهب أوليفر، وهناك فقط الكثير 4 منا يمكن القيام به. |