şaşkın bakışlar önünde ev yapımı formalarla yaptık. | Open Subtitles | ونقوم به في زي مصنوع بأيدينا أمام جمهور مرتبك |
Acıtan bu değil, şaşkın olmam.Çok aşağılayıcı bişey bu biliyorsun | Open Subtitles | انا لست مجروحة لهذه الدرجة حتى اننى لست مندهشة اننى فقط مهيأة من قبل |
şaşkın balık. Kabul etmeyi gururuna yedirmese de hiç Fransızca bilmiyor. | Open Subtitles | هذه العجوز السخيفة لا تفهم أي كلمة بالفرنسية و رغم ذلك يمنعها غرورها من الاعتراف بذلك |
Jane'e bakın. Bu olan biten güzel şeylerden dolayı çok şaşkın. | Open Subtitles | انظروا إلى (جاين)، إنها متفاجئة من تغير مجرى الأمور نحو الأفضل |
Bu pelerin olay yerinde bulundu. Polisin şaşkın aklı karışık. | Open Subtitles | هذا الرداء الأسود وجدوه في مسرح الجريمة الشرطة في حيرة |
Buna Kızılderili kadın, beyaz kadın ve şaşkın zenci de dahil. | Open Subtitles | سواء كانت تشمل نساء هنديات أو بيض ولا أسود مشوش هو لم يرتكب أي جرم لحد الآن |
"Seyircinin mantıksızlığı büyüdükçe şok içinde ve şaşkın: | Open Subtitles | عندما إزداد إنعدام العقلانية لدى الجمهور، مصدوماً و مشوشاً |
Bir grup şaşkın madencinin bakışları arasında turuma hazırlandım. | Open Subtitles | امام حشد مرتبك من عمّال المناجم كنت اتجهّز لإداء جولتي |
Nelson çıldırdı.Joe ve Steckle şaşkın. | Open Subtitles | نيلسن مرتبك جو و ستيكل محاصران |
Üzgün, endişeli ya da şaşkın mıydı? | Open Subtitles | هل كان يبدو حزين , قلق , مرتبك |
Burada uslu duran tek kişi ben olduğum için sen de benim kadar şaşkın mısın? | Open Subtitles | هل أنتِ مندهشة مثلي أنني الوحيد هنا الذي يتحكم بغضبه؟ |
"Hayallerim kaybolmuş gibi, şaşkın görünüyor." | Open Subtitles | "يبدو أن أحلامي الضائعة, يبدو أنها مندهشة ". |
Fakat benim kız arkadaşım yok ki, seni şaşkın kütüphaneci. | Open Subtitles | لكني لا أملك حميمة أيتها... أمينة المكتبة السخيفة |
Hem o şaşkın küçük kuş tüyü Takmıyor ki parmağındaki yüzüğü | Open Subtitles | وأن هذه المخلوقة السخيفة لا ترتدى خاتمه |
Şimdi "inanılmaz derecede şaşkın." | Open Subtitles | الان جد جد متفاجئة |
Tek şaşkın olan Gotham Polis Departmanı değil. | Open Subtitles | شرطة غوثام ليسوا الوحيدين الواقعين في حيرة |
- Adama yeleği giydiriyor oradan ayrılıyor, adam şaşkın halde uyanıyor, yeleği kurcalıyor ve olan oluyor. | Open Subtitles | لقد طابقته مع السترات تخلت عنه، ثم استيقظ مشوش عبث مع السترة |
"blalalala" derken, şaşkın ve inanılmaz derecede sıkıcı olduğunu kastediyorsan | Open Subtitles | هذا يعتمد على, هل تعني "بلا لا لا لا " شخصاً مشوشاً و مزعجاً؟ |
Bir dakika önce buradaydın, şaşkın bakışlarla. Sonra: | Open Subtitles | دقيقة واحدة وتصل هناك يبدو مصدوماً |
Salem halkı arasında şaşkın bir heykel gibi dikilin ve onlara kesinlikle hiçbir şey sunmayın. | Open Subtitles | لا , فقط قف كتمثال حائر بين سكان سالم وقدم لهم بالتأكيد لا شيء. |
Polonyalıların tüm umutlarının karşısında bir Nazi tankı vardı insanlar ise şaşkın ve yardıma muhtaçtı. | Open Subtitles | حيث كانت هناك دبابة نازية تقف في مواجهة كل أمل بولندي... الناس هناك كانوا مصدومين و يائسين |
Yarı heyecanlı, yarı şaşkın yarı gergin ve yarı sevimsiz. Dört yarı oldu. | Open Subtitles | نصف متحمسة، ونصف مشوشة ونصف متوترة ونصف محتارة |
Alında ki kırmızı küçük delik gibi mesela... ya da yüzündeki şaşkın yüz ifadesi gibi. | Open Subtitles | الحفرة الحمراء الصغيرة في الجبهة أو نظرة الدهشة على وجهها |
Bizi o mayıs sabahı normal insanların arasında caddede şaşkın şekilde yürürken düşünsenize, ...başka bir gezegenden gelmiş gibiydik, diyor. | Open Subtitles | تصور حالنا في ذاك اليوم المشمس مذهولين لتواجدنا في الشارع مع عامة الناس لقد أتينا من كوكب اخر |