| Ama Artık sadece ikimiz varız diye mutluyum. | Open Subtitles | أنا مُجَرَّد مسرورُ جداً هو كلانا فقط الآن. |
| Bu arada Profesör Seldom Artık sadece araştırmacı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | بالمناسبة أعتقد أنك ستجد أن الأستاذ سيلدوم يعمل كباحث فقط الآن |
| Çalışanlarımıza karşı sorumluluklarımız var. Bu iş Artık sadece ikimizi ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | . لدينا مسؤوليّات تجاه موظفينا ليس الأمر يخصنا أنا وأنت فقط الآن |
| Tasarım Artık sadece tasarımcılar için değil. | TED | التصميم ليس للمصممي فقط بعد الآن. انها عملية. |
| Michael Green: Bu önemli bir nokta, önceliklerde önemli bir değişiklik var. Artık sadece fakir ülkeler ve yoksulluk değil, | TED | مايكل غرين: هذه حقا نقطة مهمة جدا، إنه تحوّل في الأولويات -- إنه ليس فقط حول البلدان الفقيرة والفقر فقط. |
| Öldü. Artık sadece sen ve ben varız, tamam mı? | Open Subtitles | إنها ليست هنا ، لقد ذهبت ، لم يبق الآن سوى أنا وأنت، حسن؟ |
| Hayır. Artık sadece odunlar. İçleri boşaltıldı. | Open Subtitles | لا، إنهم من الخشب الآن فحسب لقد تم .. |
| Hak yönetmeliği Artık sadece sahip olmakla ilgili değil. Karmaşık bir ilişki ağı ve kültürel yapımızın önemli bir parçası. | TED | الآن، إدارة الحقوق لم تعد مجرد سؤال بسيط عن الملكية. إنها شبكة معقدة من العلاقات وجزء مهم من المشهد الثقافي. |
| Sanırım Artık sadece Dennis oldu. | Open Subtitles | ربما أيضاً سيدعونه دينيس فقط الآن إنه ليس مزعجاً |
| Artık sadece tamir ediyorum ve satabildiğim zamanlarda eski parçaları satıyorum. | Open Subtitles | انا أصلح فقط الآن وأبيع الأجزاء القديمة كلما استطعت. |
| Yardımına ihtiyacım var. Artık sadece sen ve ben varız. | Open Subtitles | أحتاج إلى مساعدتك أنه أنا وأنت فقط الآن |
| O Artık sadece babam. Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | إنه أبي فقط الآن لا شيء يدعو للإهتياج |
| Galiba Artık sadece 3 mönüye ihtiyacın var. | Open Subtitles | إحسبْك سَتَحتاجُ ثلاث قوائمِ فقط الآن. |
| Bak, Artık sadece senin tanıkların hastalanmıyorlar. | Open Subtitles | ليس الشهود هم من يمرضون فقط الآن |
| Artık sadece... yok olanların ruhları... uğruyor buraya. | Open Subtitles | *مسكونة فقط الآن* *.. عبر أرواح* |
| Şimdi sence ben "Artık sadece kahvaltı için değil." diyeni bilmiyor muyum? | Open Subtitles | تعتقديـن أنـي لا أعرف مـن ابتكـر ليس للفطـور فقط بعد الآن" ؟" |
| Artık sadece zevk için yanında götürdüğün basit bir yolcu olmak istemiyorum. | Open Subtitles | - لا أريد أن أكون راكبة فقط بعد الآن شخصٌ ما تأخذه للتسلية فقط |
| Ve Artık sadece sağlık veya eğitim ile devam etmek istemiyorlar, artık ekonomilerini geliştirmek istiyorlar. | TED | و قررتا الإهتمام ليس فقط بالصحة و التعليم ، و لكن أيضاً قد بدأتا بتنمية إقتصاداهم. |
| Bu olay, Artık sadece benim hiçbirşey yapmama hayalimi ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | "الأمر ليس فقط عني وعن حلمي بأن افعل "لا شي |
| Orada değil. Öldü. Artık sadece sen ve ben varız, tamam mı? | Open Subtitles | إنها ليست هنا ، لقد ذهبت ، لم يبق الآن سوى أنا وأنت، حسن؟ |
| Artık sadece sen ve ben varız. | Open Subtitles | أنّه أنا و أنت الآن فحسب. |
| Bir daha da gelin olamayacağım. Artık sadece 'birinin karısı' yım. | Open Subtitles | لن أكون عروسة مرة أخري الأن أنا مجرد زوجة لشخص ما |
| Artık sadece sen, dünyaya karşı değil, Albright. Siz, onlara karşı. | Open Subtitles | لم يعد الأمر يتمحور حولك ضد العالم "أولبرايت" إنه أنت ضدهم |
| Hanımlar beyler, az önce bu kulübü satın aldım ve sahibi olarak Artık sadece bu müziği çalmaya karar verdim. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي، اشتريت هذا النادي للتو، وبصفتي المالك، قررت أن الموسيقى الوحيدة التي سنسمعها هنا هي هذه. |