Her zaman başka bir şans vardır. Yani, bilemezsiniz değil mi? | Open Subtitles | هناك دائماً فرصة أخرى أعني أنك لا تعلم ، أليس كذلك؟ |
Gardiyanların bizi dövmesi için başka bir şans daha. | Open Subtitles | هذه فرصة أخرى كى يتمكن الحراس من الأعتداء علينا |
Yarın başka bir gün, başka bir fırsat başka bir şans olacak Amerikan rüyasını yaşamak için. | Open Subtitles | غداً , هو يوم آخر وفرصة أخرى فرصة أخرى للحلم الأمريكي |
Daha iyisini yapabilirim. başka bir şans için yalvarıyorum. | Open Subtitles | يمكننى أن أكون أفضل أرجوك أعطنى فرصة آخرى |
Ama bana başka bir şans verirsen, seni pişman etmeyeceğim. | Open Subtitles | لكن اذا اعطيتني فرصة اخرى لن اخذلك |
Bana başka bir şans vermediğin için üzgünüm. | Open Subtitles | و أنا آسف أنك لا ترى بأنك لم تمنحني أي خيارٍ آخر |
Ve eğer bana başka bir şans daha verirsen, belki bundan bir şeyler olabilir. | Open Subtitles | وإذا أعطيتني فرصة أخرى ربما قد تنجح الأمور |
Bana başka bir şans daha verirsen, ...seni geri kazanmak için ne gerekiyorsa yaparım, çünkü sen benim en mükemmel yanımdın, Millicent. | Open Subtitles | وأذا أعطيتينى فرصة أخرى سوف أفعل كل شىء لكى أعيدك ألى حياتى لانك أفضل جزء بها , ميليسينت |
Ah, Mr.Cannonu görmemi bırakta, belki sana başka bir şans vermesi için onunla konuşabilirim. | Open Subtitles | دعوني فقط أذهب وأتكلم مع السيد كانون ولنرى إن كان بإمكاني إعطائك فرصة أخرى |
Hemen olacak değil ya, ama o çocuklara başka bir şans daha vermelisin. | Open Subtitles | لكن عليك أن تعطى هؤلاء الأطفال فرصة أخرى |
Ona yardım etmek istedim. Ona başka bir şans vermek istedim. | Open Subtitles | أردت فقط مساعدته أردت أن أمنحه فرصة أخرى |
Diriliş kilisesine katılmak için hepinize başka bir şans verilecek. | Open Subtitles | سوف أعطيكم جميعا فرصة أخرى للاستماع إلى كلمته والانضمام إلى كنيسة القيامة |
Onlar ayrıldı, ama beraber çok güzel yıllar geçirdiler ve şimdi karısı ona başka bir şans vermeye hazır. | Open Subtitles | حسنا، ينفصلون، ولكن كان لديهم بعض سنوات رائعة معا والآن أنها مستعدة لإعطائه فرصة أخرى. |
Her zaman bir numara daha vardır. Her zaman başka bir şans daha vardır. | Open Subtitles | دوماً ما توجَد خدعة أخرى، دوماً ما توجَد فرصة أخرى. |
başka bir şans daha vermek istediğini söyledi. | Open Subtitles | حسناً، لقد قالت أنّها تود منح الأمر فرصة أخرى |
başka bir şans elde etmesi belki haftalar alacak. | Open Subtitles | قد تكون أسابيع قبل أَن يحصل على فرصة أخرى. |
Hep başka bir şans istediğini söylerdin. | Open Subtitles | اصغ، لطالما كنت تقول إنها أراد فرصة آخرى |
başka bir şans ve kahrolası bir şans daha. | Open Subtitles | , فرصة آخرى , وفرصة آخرى لعينة |
- Ona başka bir şans daha vermek istiyorum. - Ne yapması için? | Open Subtitles | أريد أن أعطيه فرصة آخرى - ليفعل ماذا؟ |
Tamam ama Bates'le ikisi barışmadı ve iyi bir hayat için başka bir şans çıktı sana. | Open Subtitles | حسناً, لكن ربما لن تتفق مع (بيتس) و عندها تجد لنفسك فرصة اخرى في الحياة الجميلة |
Oraya gittim ve onunla saatlerce konuştum ve onu Ed'in değiştiği hakkında ikna ettim ve oda Ed'e başka bir şans verecek. | Open Subtitles | ذهبت اليها وتحدثت معها لساعات وأقنعتها أن (ايد) قد تغير ووافقت على إعطائه فرصة اخرى |
Bana başka bir şans vermediğin için üzgünüm. | Open Subtitles | و أنا آسف أنك لا ترى بأنك لم تمنحني أي خيارٍ آخر |