Çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişi onun peşinde. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد من الآن في عالم محطّم .. سقطت ثانية إلى ماضيها |
Çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişine yakalandı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد من الآن في عالم محطّم .. سقطت ثانية إلى ماضيها |
Çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişi onun peşinde. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد من الآن في عالم محطّم .. سقطت ثانية إلى ماضيها |
Aslında, çok yakın bir gelecekte zannediyorum ki yalnızca yazdıklarımız değil, her hareketimiz kaydolacak. | TED | في الواقع, اعتقد أنه في المستقبل القريب, أنه ليس فقط ما نكتبه سيسجل, وإنما كل شيء نفعله سيسجل. |
Yakın bir gelecekte, robotların da böyle bir durumda bize katılacaklarını hayal etmek zor değil. | TED | و في تلك الحالة نستطيع بسهولة تخيل الروبوتات بيننا في المستقبل القريب |
Sevdiğin kadın, neredeyse herkesin öldüğü berbat bir gelecekte kapana kısıIdı. | Open Subtitles | المراة التي تحبها محبوسة في مستقبل فظيع حيث مات الجميع تقريباً |
Yakın bir gelecekte suların eksilme Tehlikesi var. | Open Subtitles | هناك خطرانخفاض المياه فى المستقبل القريب |
Çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişine yakalandı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte, harap olmuş bir dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
Çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişine yakalandı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
Çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişine yakalandı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد من الآن في عالم محطّم .. سقطت ثانية إلى ماضيها |
Bundan çok uzak olmayan bir gelecekte harap olmuş dünyada, geçmişi peşini bırakmadı. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد عن الآن في عالم محطّم .. أصبحت مطاردة من قِبل ماضيها |
Yakın bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişi onun peşinde. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد من الآن في عالم محطّم .. سقطت ثانية إلى ماضيها |
Çoğunlukla hayallerimiz, belirsiz bir gelecekte bölümlere ayrılmış saplantılara dönüşüyor. Bu, şu anda hayatlarımız için hazır olma kabiliyetimizi yok ediyor. | TED | في الأعم الأغلب تصبح أحلامنا مُجَزَئَة ومُعَلَقة بوقت ما في المستقبل وهذا يدمر قدرتنا على أن نعيش حياتنا في اللحظة الحاضرة. |
Şu gerçekle daha rahat hissediyorum ki bir noktada kaçınılmaz bir gelecekte öleceğim. | TED | أشعرالآن بارتياح أكبر مؤمنًا بحقيقة أنني عند مرحلة معيّنة في المستقبل المحتوم، سوف أموت. |
Yani herhangi birinizin yakin bir gelecekte Butan'a seyahat planlari varsa, bunlari kontrol etmeye gidebilirsiniz. | TED | لذلك لو أن أحدكم يخطط للسفر إلى بوتان في المستقبل القريب، يمكنكم الذهاب و التحقق منها. و هذه هي بعض الصور من ذلك. |
Eninde sonunda, neredeyse belirsiz uzak bir gelecekte evren soğuk ve karanlık bir yer olarak terk edilebilir. | TED | وفي النهاية، في المستقبل البعيد لحدٍّ لا يكاد يُتصوَّر، قد يؤول الكون إلى مكان بارد ومظلم، |
Matematikle boğuşan bir öğrenciye uzak bir gelecekte para ödenmesi için çok çalışmasını söylemek epey zor. | TED | فمن الصعب أن نخبر طالبًا يعاني مع الرياضيات اليوم أن يعمل بجد كي يُكافأ في المستقبل البعيد. |
Çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişi onun peşinde. | Open Subtitles | في مستقبل غير بعيد من الآن في عالم محطم ، مطاردة بواسطة ماضيها |
Çok uzak olmayan bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişi onun peşinde. | Open Subtitles | في مستقبل غير بعيد من الآن في عالم محطم ، مطاردة بواسطة ماضيها |
Burada bir düğün planlıyorum. yakın bir gelecekte. | Open Subtitles | فأنا أخطط لزواج قريبِ فى المستقبل القريب. |
Çok uzak olmayan bir gelecekte, insan gözünün hassaslığında ve esnekliğinde yapılan makineler kendi evriminin bile ötesine geçmesini sağlayabilir. | TED | وفي المستقبل غير البعيد جدًا، آلات مبنية بدقة ومرونة للعين البشرية قد تتيح لنا تجاوز تطورها الخاص حتى. |