Kaderine razi bir ölüm. Büyük Britanya'nin denizler üzerindeki hükümranliginin sonu. | Open Subtitles | كان ذلك تاريخا حاسما اذ انتهت سياده بريطانيا العظمى على البحار |
Bu denizler soğuk ve çalkantılı olsa da içlerinden yaşam fışkırıyor. | Open Subtitles | قد تكون هذه البحار باردة والعواصف فيها عاتية لكنها تعج بالحياة |
Bu denizler soğuk ve çalkantılı olsa da içlerinden yaşam fışkırıyor. | Open Subtitles | قد تكون هذه البحار باردة والعواصف فيها عاتية لكنها تعج بالحياة |
Bunu içeceğime, denizler Âlemi'ndeki Balina havuzu suyundan yapılmış birayı içerim. | Open Subtitles | أفضـِّـل شرب جعــة مصنوعة من مـــاء حوض في متنزهات عالم البحار |
Milyonlarca baligin oldugu ve planktonlarin bulut kümesi halinde actigi denizler vardir. | Open Subtitles | هنالك بحار تحتشد الأسماك فيها بالملايين و يزدهر فيها البلانكتون بشكل هائل. |
Hava temiz, denizler sıcak mevsimler yumuşak olur ve buzlar, kutuplarda oluşur. | Open Subtitles | الهواء صالح للتنفس، والبحار دافئة، والمناخ معتدل، والجليد جذوره ثابتة في القطبين. |
Açık denizler hukuki bir terim, ama aslında, gezegenin yüzde 50’sini kapsıyor. | TED | أعالي البحار مصطلح قانوني , لكنه في الحقيقه , يغطي 50 بالمئة من سطح الكوكب : |
Bu denizler gittikçe azalıyor ve daha fazla tehdit altındalar. | TED | لقد أصبحت البحار تشهد ضغطاً أكبر ومهدّدة أكثر. |
Beş yıllık bir National Geographic seferini, Sustainable Seas (Sürdürülebilir denizler) seferlerini, bu küçük denizaltılarla yönettim. | TED | لقد قدت حملة مجلة ناشونال جوغرافيك لمدة خمس سنوات، حملة البحار المستدامة، بإستخدام هذه الغواصات الصغيرة. |
Başka radyasyon patlamaları da varsa kıtalar ve denizler arasında gezinen başka bulutlar varsa başkaları da bu yeni, engin dünyaya benim ardımdan gelmez mi? | Open Subtitles | اذا كان هناك اشعاعات اخرى غيوم اخرى تعبر البحار و البلدان هل يتبعنى بشر اخرين لهذا العالم الغريب |
Bir vitrinin önünden geçiyorduk. O güzel posterleri gördük. Hepsinde mavi denizler ve palmiyeler vardı. | Open Subtitles | مررنا بالمكتب و رأينا الملصقات الملونة و البحار الزرقاء و أشجار النخيل |
denizler tanrısı bizi terk etti. Daha geç olmadan geri dönelim. | Open Subtitles | إله البحار هجرنا عُد بنا قبل فوات الأوان |
denizler Kralı'ndan acil bir mesaj. | Open Subtitles | لقد تَلَقُّيتُ رسالة مُلِحَّة من ملك البحار. |
Yüce denizler Kralı'nın kızı çok değerli bir hazine. | Open Subtitles | إبنة ملك البحار العظيم تعد سلعة نفيسة جداً. |
denizler boyunca gezdiği egzotik bölgelerde edindiği izlenimleri sınıf arkadaşlarıyla paylaşma konusunda hevesli olduğuna şüphem yok. | Open Subtitles | وأنا متأكّد من أنها مُتلهّفة .. .. جداً لتـُشارك إنطباعاتها عن الأراضي الغريبة عبر البحار .. |
Geçebilir günler Geçebilir yıllar Ve aramıza girebilir denizler | Open Subtitles | قد تمضي الأيام و قد تمضي السنين وقد تقع البحار بيننا |
Donmuş denizler, üstlerindeki dünyalardır. | Open Subtitles | تعتبر البحار المتجمدة عوالم مستقلة بذاتها |
Kuzeybatı Amerika kıyılarında denizler güneşin artan gücüyle değişime uğrarlar. | Open Subtitles | بعيداً عن الشاطيء، في الشمال الغربي لأمريكا، تتحول البحار بفعل تأثير أشعة الشمس المتزايد |
Mevsimlik denizler, yil icinde sartlarin degistigi iliman bölgelerin sinirini olusturur. | Open Subtitles | تقع البحار الموسمية بمحاذاة المناطق المعتدلة المناخ في العالم، التي يتغير الطقس فيها طوال العام |
Mart ayinda denizler, sihirli dönüsümü tetikleyecek kadar isinmislardir. | Open Subtitles | أثناء شهر مارس، تصبح مياه البحار دافئة كفاية لبدأ سلسلة تحول مذهلة. |
Son buzul çağından önce, şu anda dağların olduğu yerde denizler vardı. | Open Subtitles | الجبال الحالية كانت بحار ذات زمان قبل العصر الجليدي الأخير |
Her gün; hayatları için kaçan insanların acı hikayelerini dinliyorum, tehlikeli sınırlar ve düşman denizler boyunca. | TED | كل يوم استمع الى قصص مروعة عن اناس يفرون لأجل النجاة بحياتهم عبر الحدود الخطرة والبحار الهائجة |