Antonio esirimiz olduğu sürece Baxterlar bize boyun eğmek zorunda. | Open Subtitles | بوجود انطونيو كسجين لدينا على الباكستر الاستسلام لنا |
Antonio esirimiz olduğu sürece Baxterlar bize boyun eğmek zorunda. Artık her istediğimizi yaptırabiliriz! | Open Subtitles | بوجود انطونيو كسجين لدينا على الباكستر الاستسلام لنا |
Ona boyun eğmek istemiyorum ve eğmeyeceğim. | Open Subtitles | تلك العاهرة تبتزني، ولا أريد الاستسلام لها. |
Ve şimdi, tek suçu kaçınılmaza boyun eğmek olan bu adamdan intikamını alma şansını elde etti. | Open Subtitles | والآن لديها فرصة لإنتزاع إنتقامها على الرجل الذى كانت جريمته الوحيدة هي الإستسلام للأمر الواقع |
Şöyle ki, mesela bir havuza atılmak gibi hiç de hoşlanmadığı bir durumda kaldığında kaçmaya çalışmakla kaderine boyun eğmek arasında kararsız kalıyor. | Open Subtitles | حسنا , المنطق يقول أنه عندما يوضع هذا الفأر في مأزق مثل هذا, فإن سلوكه سيتقلب بين النضال للنجاة أو الإستسلام للغرق |
Ayağa kalkmanız, boyun eğmek ya da küçük düşmek anlamına gelmez. | Open Subtitles | إنها لا تعني الإستسلام أو الإذلال |
Beni bu işi yaparak şehri kurtarabileceğimize ve karanlığa boyun eğmek zorunda olmadığımıza ikna etmişti. | Open Subtitles | قالت أقنعني نتمكن من القيام بهذه المهمة، أننا يمكن أن تنقذ هذه المدينة وليس الاستسلام إلى الظلام، |
Tek yapman gereken boyun eğmek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو الإستسلام |