ويكيبيديا

    "farkındalar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يعلمون
        
    • يدركون
        
    • أدركوا
        
    • يدركونه
        
    • يعون
        
    • مدركين
        
    • يَعْرفونَ بأنّنا
        
    Varlığımızın farkındalar, dışarıda bir dünya olduğunu biliyorlar. TED فهم يعلمون بوجودنا، ويعلمون بوجود عالم خارجي.
    Bizim Tanrı olmadığımızın farkındalar. Ama gemiden çok etkilenmişler. Open Subtitles يعلمون بأننا لسنا آلهة ولكن السفينة أبهرتهم حقاً
    Yapmam gerekeni yapacağımın farkındalar. Çünkü bunu onlara bugün ispatladım. Open Subtitles إنهم يعلمون بأنّي أفعل ما عليّ فعله لأنّي أثبتُ لهم هذا اليوم
    Yeniliğin hem çatışma hem de çeşitlilik olmadan çok nadiren gerçekleştiğinin farkındalar. TED إنهم يدركون أن الابتكار لا يحدث إلا بوجود التنوع والاختلاف.
    Yan işiniz olmasından doğan öğrenme ve gelişimin farkındalar. TED يدركون أن كل التعلم والنمو يصاحب إدارة النشاط الجانبي.
    Normal öğrencilerin olağanüstü becerileri olduğunun farkındalar ve öğrenme imkanlarını kişiselleştiriyorlar. TED أدركوا بأن الطلاب العاديين يملكون مواهب استثنائيةـ فقاموا بتعديل فرص التعلم.
    farkındalar da şeylerine bile sallamıyorlar. Open Subtitles إنهم يدركونه جيّداً. لكنهم لا يبالوا وحسب.
    Başkalarının acıları üzerine yaşam kuran insanlar. Hareketlerinin neye yol açacağının farkındalar ama umursamıyorlar. Open Subtitles يعيشون فقط من أجل إيذاء الاخرين يعون تماماّ العواقب ولكنهم لا يهتمون
    Queen Bee'nin Rejiminin getireceği vahşetin farkındalar... Open Subtitles أنهم مدركين جيدا للوحشية لنظام الملكة النحلة
    Deme öyle, biraz benden, biraz da senden eklersen çok iyi olacaklar çünkü önem veriyorsun ve bunun da farkındalar. Open Subtitles أوه ، أرجوكِ ، أضيفي القليل مني والقليل منكٍ وسوف يكونوا بخير لأتكِ تهتمين لأمرهم وهم يعلمون ذلك
    Uyuşturucuların Guyana'dan yola çıktığının farkındalar mıydı? Open Subtitles هل كانوا يعلمون بوجود المخدرات عندما كانوا مغادرين من غيانا؟
    Sana sahip oldukları için ne kadar şanslı olduklarının farkındalar mı acaba. Open Subtitles أتسائل إن كانوا يعلمون بقدر حظّهم الوفير لكونك إلى جانبهم.
    Takası orada yaparsınız. Sınırın ötesinde güvende olacaklarının farkındalar. Open Subtitles يمكنكم إجراء المبادلة هناك، يعلمون أنّهم سيكونون آمنين وراء الحدود.
    - Çirkin olduklarının farkındalar değil mi? Open Subtitles أعني، الفتيات يعلمون أنهنّ قبيحات، صحيح؟
    Aynen! Çaresiz olduğumun farkındalar! Mesele bu! Open Subtitles اللعنة، يعلمون أنّي يائس أهذا كل شيء؟
    Scott, insanlar durumun farkındalar. Güldükleri falan yok. Open Subtitles سكوت الناس تعرف انهم يدركون انهم لا يضحكون عليك
    Ve hala, bu savaşı kaybedebileceklerinin farkındalar. Open Subtitles ولأنهم يدركون مثلى تماماً أن أحتمال خسارتنا للحرب مازال قائماً
    Ve hâlâ bu savaşı kaybedebileceklerinin farkındalar. Open Subtitles ولأنهم يدركون مثلى تماماً أن أحتمال خسارتنا للحرب مازال قائماً
    Bu mecrada yeni olan Amerikalılar ise bu işin içinden çok doğru bir noktadan Cape Canaveral'dan hareket ederek heybetli biçimde çıktıklarının farkındalar. Open Subtitles والأمريكيون الذين اقتادوا هذا القمر ،من منطقة رأس كانافيرال يدركون أن وليدهم هذا في إختبار صعب
    Aynı şey. İnsanlar ölüm olduğu için yaşamanın farkındalar. Open Subtitles نفس الشيء, يدركون الناس أنهم أحياء لعلمهم أن هناك موت
    Ayrıca vejetaryenler, "bu tür bir diyetin yararlarının farkındalar." Open Subtitles يقول أيضًا أنهم ربّما كانوا نباتيّون لأنهم قد أدركوا فوائد مثل هذا الغذاء
    farkındalar da şeylerine bile sallamıyorlar. Open Subtitles إنهم يدركونه جيّداً. لكنهم لا يبالوا وحسب.
    Ne istediklerinin farkındalar. Open Subtitles أنهم يعون ما يطلبون.
    - Evet, bu farkındalar demek. Open Subtitles حسناً,أجل,هذا يعني أننا مدركين.
    Dinle, Paul kaçtığımızın farkındalar, anladın mı? Open Subtitles إستمعْ، بول، يَعْرفونَ بأنّنا ذَاهِبون، حَسَناً؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد