| Bay Spade! Dışarıda biri var. Evinizi gözetliyor sanırım. | Open Subtitles | سيد سبايد, هناك رجلا بالخارج, يبدو انه يراقب المنزل |
| Adam çekici ve muhteşem, uzun bacakları var ama Vivian, Palm Beach'te seni gözetliyor. | Open Subtitles | هو ساحر وله سيقان طويلة رائعة جدا لكنه يتجسس عليكي فيفيان في شاطئ النخيل |
| Yaşlı adam sürekli komşularını gözetliyor. | Open Subtitles | الرجل العجوز الذي يراقبنا دائما في البيت المجاور |
| Belli ki kim olduğumu ve nereden geldiğimi biliyorsun. - Beni gözetliyor muydun? | Open Subtitles | جليًّا أنّكَ تعلم بهويّتي ودياري هل كنت تتجسس عليّ؟ |
| Nasıl bulacağız? S.H.I.E.L.D. bir süredir Hydra banka hesaplarını gözetliyor. | Open Subtitles | شيلد كانت تراقب عدة حسابات بنكية تابعة لهايدرا منذ فترة |
| Yetiştiriciler, yakın bir yerden burayı gözetliyor olmalı. - İzliyorlar mıdır dersin? | Open Subtitles | إنّها عالية التقنية، يراقب المزارعون الموقع من موقع قريب |
| Polis bölgesini ve evini gözetliyor olabilir. Oto hizmet parkından bir araba al ve asla aynı yoldan iki kez geçme. | Open Subtitles | يحتمل أن يراقب المركز وبيتكِ، أريدكِ أن تأخذي سيّارة من السيارات المشتركة |
| Birileri yaptığım her şeyi gözetliyor. | Open Subtitles | أعني .. بأن أحدهم كان يراقب أي شيء أفعله |
| Hatalarımızı ve açıklarımızı gözetliyor tamam mı? | Open Subtitles | إنه يتجسس للحصول على معلومات حول الإنتصاب والضرط , حسناً |
| - Üzgünüm Tommy ama.. Dışarda birisi bizi gözetliyor gibi geliyor bana. | Open Subtitles | مازلت أعتقد بأن أحدهم يتجسس علينا |
| Bence birileri gözetliyor. - Ne görecekler yani? | Open Subtitles | أعتقد أن هناك من يراقبنا - إذاً ماذا هناك ليراه؟ |
| Bizi gözetliyor ve bekliyor. Neyi bekliyorsun? | Open Subtitles | هو يراقبنا ويترصدنا أين تنتظرنا؟ |
| Hükümetimiz Amerikalıları gözetliyor. | Open Subtitles | -حكومتنا تتجسس على الأمريكيين. -هذا مجرد زعم. |
| Sanki beni gözetliyor gibisin. | Open Subtitles | إنه كما لو كنتَ تتجسس عليّ. |
| - Polis evi gözetliyor olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أن الشرطة تراقب المنزل. |
| New York Polis Teşkilatı, O'nu bulduğumuz apartmanı gözetliyor. | Open Subtitles | لقد جعلتُ شرطة (نيويورك) تراقب الشقة التي وجدناه بها |
| Kuleler içeriyi gözetliyor, dışarıyı değil. | Open Subtitles | ماذا عن الأبراج الألمانية ؟ هذة مخاطرة لابد منها , لكنهم يراقبون المعسكر وليس الأشجار |
| Belki yan evdeki dengesizin teki onu gözetliyor diye pencereden uzak bir yerde oturuyordur. | Open Subtitles | ربما أنها جالسة بعيده عن النافذة لأن بعض الغريبين يتجسسون عليها من البيت المجاور |
| Orada bulunma gibi bir hakkın yok. Beni gözetliyor muydun? | Open Subtitles | لا يحق لكي أن تكوني هُناك هل كنتي تتجسسين عليَّ؟ |
| Aslına bakarsan bizi gözetliyor. | Open Subtitles | في الواقع ، تجسس |
| "Şimdi mektubu bitirmem lazım, "çünkü biri dürbünle beni gözetliyor". | Open Subtitles | على الذهاب الاَن لأنه يوجد " شخص يراقبني بالمنظـار |
| Onun tarafından bize abanıyor DEA de öbür taraftan bizi gözetliyor. | Open Subtitles | إنها ذكية , إنها تراقبنا من جانبها مكافحة المخدرات تراقبنا من الجانب الآخر |
| Sanırım biri seni gözetliyor. | Open Subtitles | اظن ان احدهم يراقبك |
| Burada onları başka bizi gözetliyor. | Open Subtitles | ، هنا شخص آخر يراقبهم |