Hey, çocuklar, beni şöyle güzel bir yere götürür müsünüz? | Open Subtitles | هل بإمكانكما يا فتيان إصطحابي لمكان لطيف ما؟ |
Bak, güzel bir yere gideriz. Plaja mesela. | Open Subtitles | . أُنظرى ، سنذهب لمكان لطيف مثل الشاطئ |
Sizinle kalıp, babamla güzel bir yere yerleştiğinizde yüzünü görmek isterdim. | Open Subtitles | أود أن أكون معكم و أن أراك بصحبة أبى عندما تستقرون في مكان جميل |
Zenginler, içinde uyuşturucu olmayan, güzel bir yere gitmek için yaklaşık 50 bin dolar harcıyor. | Open Subtitles | المشاهير الأغنياء ينفقون خمسين ألف دولار بالشهر ليذهبوا إلى مكان لطيف حتى لا يتعاطو المخدرات |
Saf bir kalbiniz varsa, ölünce cennet diye güzel bir yere gidersiniz. | Open Subtitles | "ولو كنتم عذارى وطيبي القلب فستذهبون لمكان جميل يُدعى الجنة" |
Bak, güzel bir yere gitmek istiyorsan, Tulum ya da Akumal'a git. | Open Subtitles | اذا ا ردت الذهاب الى مكان جميل اذهب الى تولوم أو اكومال |
Geçenlerde güzel bir yere gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى مطعم جيّد مؤخّراً |
Beni güzel bir yere götürebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أخذي لمكان لطيف |
Onu yemek için güzel bir yere götür. | Open Subtitles | خذها لمكان لطيف للعشاء |
Sizi güzel bir yere götürecektim. | Open Subtitles | كنت سأخذكم لمكان لطيف |
Sizinle kalıp, babamla güzel bir yere yerleştiğinizde yüzünü görmek isterdim. | Open Subtitles | أود أن أكون معكم و أن أراك بصحبة أبى عندما تستقرون في مكان جميل |
Hayatımda hiç yapmadığım şey, sanırım ... böyle güzel bir yere gelebilmek, ... bu kadar inanılmaz şeyler yapabilmekti. | Open Subtitles | أنا لم أفكر في حياتي مطلقاً أنه سينتهي بي الأمر في مكان جميل كهذا و أن أرى أشياء كثيرة مذهلة |
"Birini ölüme aşık edecek bir şey varsa o da çok güzel bir yere gömülmektir." | Open Subtitles | يمكن أن يجعل سقوط واحدة في الحب مع الموت، أن يدفن في مكان جميل جدا . |
Zenginler, içinde uyuşturucu olmayan, güzel bir yere gitmek için yaklaşık 50 bin dolar harcıyor. | Open Subtitles | المشاهير الأغنياء ينفقون خمسين ألف دولار بالشهر ليذهبوا إلى مكان لطيف حتى لا يتعاطو المخدرات |
Onu masa örtülerinin ve mumların olduğu ekmek kırıntılarını raspalarla topladıkları güzel bir yere götür. | Open Subtitles | خُذه إلى مكان لطيف حيث توجد مفارش مائدة وشموع وحيث يتخلّصون من الفتات |
Ya onu akşam yemeğine güzel bir yere götürmek istersek? | Open Subtitles | ماذا لو أخذناه إلى مكان لطيف ؟ |
Seni güzel bir yere götüreceğim. | Open Subtitles | دعني آخذك لمكان جميل |
George, bu arkadaşlar Herb and Dan. Seni, yardım alabileceğin çok güzel bir yere götürecekler. | Open Subtitles | سيأخذونك الى مكان جميل تستطيع فيه تلقي المساعدة |
Geçenlerde güzel bir yere gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى مطعم جيّد مؤخّراً |
Dünyayı daha güzel bir yere dönüştürmek için başkanla takılman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا ينبغي عليك التواصل المباشر مع الرئيس و جعل العالم مكانٌ أفضل ؟ |
Onun bahçecilik bilgisi burayı güzel bir yere çevirmişti. | Open Subtitles | -ساعدت بوضع ساند فورد على الخريطة |
Bu akşam. Seni güzel bir yere götüreceğim. | Open Subtitles | الليلة سوف آخذكى إلى مكان ما لطيف |
İyi eğlendin. Beni güzel bir yere götür yeter. | Open Subtitles | أنت كان لديك متعتك خذني الى مكان جيد |